Kütüb-i Sitte | GAZVELER


HADİS: Resulullah (sav) onaltı gazve yapmıştır.
FASIL: GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU: Gazveler Hakkında
RAVİ: Hz. Hz. Büreyde
KAYNAK: Buhari, Megazi 89, 1, 77; Müslim, Hacc 218, (1254), Cihad 147, (1814); Tirmizi, Cihad 6, (1676)
HADİS: Müslim`in rivayetinde: "[Büreyde (ra)] Resululluh`la birlikte onaltı gazveye katıldığını söyler."
FASIL: GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU: Gazveler Hakkında
RAVİ: Hz. Hz. Büreyde
KAYNAK: Müslim, Cihad 146,147, (18l4)
HADİS: Yine Müslim`in bir rivayetinde: "Resulullah (sav) ondokuz gazve yaptı, bunlardan sekizinde savaştı" denmektedir.
FASIL: GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU: Gazveler Hakkında
KAYNAK: Müslim, Cihad 146, (1819); Buhari, Megazi 87
HADİS: Resulullah (sav) ile birlikte yedi gazve yaptım. Ayrıca çıkardığı seferlerden de dokuzuna katıldım. Bir defasında başımıza Ebu Bekr (ra) bir defasında da Üsame İbnu Zeyd (ra) vardı.
FASIL: GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU: Gazveler Hakkında
RAVİ: Hz. Hz. Seleme İbnu`l`Ekva`
KAYNAK: Buhari, Megazi, 87; Müslim, Cihad 148, (1815)

HADİS: Resulullah (sav), kendisine Ebu Süfyan`ın gelmekte olduğu haber verilince, ashabıyla istişare etti. Önce Ebu Bekr (ra) konuştu. Ondan yüzünü çevirdi (iltifat etmedi). Sonra Hz. Ömer (ra) konuştu. Ondanda yüzünü çevirdi. Derken Sa`d İbnu Ubade (ra) (Resulullah`ın maksadı sezerek) ayağa kalktı ve "Ey Allah`n Resulü, biz (Ensariler)i mi kastediyorsunuz? Nefsimi kudret elinde tutan zata yemin ederim, eğer bize bineklerimizi denize sürmemizi emredecek olsanız, mutlaka (gözümüzü kırpmadan) daldırırız. Bize onlara binip Berkı`l Gımad`a gitmemizi emretseniz onu da yaparız!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav) halkı hazırladı. Yola çıktılar ve Bedr`e kadar gelip indiler. Orada, Kureyş`in su almaya gönderdiği kimselerle karşılaştılar. İçlerinde Beni Haccac`a ait siyahi bir köle vardı. Onu yakaladılar. Resulullah (sav)`ın ashabı Ebu Süfyan ve arkadaşları hakkında bilgi soruyorlardı. Köle: "Ebu Süfyan hakkında bilgim yok. Ancak (burada) Ebu Cehil, Utbe, Şeybe ve Umeyye İbnu Halef var!" dedi. O böyle söyleyince ashab onu dövdü. O da: "Evet, ben size haber veriyorum. Bu Ebu Süfyan`dır!" dedi. Onu bıraktıkları zaman başkaları sordular. O yine: "Ben Ebu Süfyan hakkında bir şey bilmiyorum, lakin burada halkın içinde Ebu Cehil, Utbe, Şeybe, Umeyye İbnu Halef var!" dedi. Böyle söyleyince onlarda aynı şekilde dövdüler. Bu esnada Resulullah (sav) namaz kılıyordu. Bu hali görünce namazı bıraktı ve: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, size doğruyu söyleyince onu dövüyorsunuz! Yalan söyleyince de bırakıyorsunuz" dedi. Ravi der ki: "Resulullah (sav) elini koyarak "Şurası falancanın öldürüleceği yer, şurası feşmekancanın öldürüleceği yer" diye teker teker gösterdi." Ravi der ki: "Allah`a yemin olsun onlardan hiçbiri, Aleyhissalatu vesselam`ın elini koyduğu yerin dışına sapmadan, gösterdiği yerlerde öldürüldüler."
FASIL: GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU: Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz. Enes
KAYNAK: Müslim, Cihad 83, (1779); Ebu Davud, Cihad 125, (2681)
HADİS:Bana Ömer İbnu`l-Hattab (ra) anlattı. Dedi ki: "Bedir günü olunca, Aleyhissalatu vesselam müşriklere bir baktı. Onlar bin kişiydiler. Halbuki ashabı üçyüzondokuz kişi. Hemen kıbleye yönelip, ellerini kaldırdı. Rabbine sesli olarak şöyle dua etmeye başladı: "Ey Allahım! Bana vaadettiğin (zaferi) yerine getir, Allahım! Bana zafer ver! Ey Allahım, eğer ehl-i İslam`ın bu bölüğünü helak edersen artık yeryüzünde sana ibadet edilmeyecek!" Ellerini uzatmış olarak yakarmalarına öyle devam eti ki, rıdası omuzundan düştü. Bunu gören Ebu Bekr (ra) yanına gelerek rıdasını aldı omuzuna attı, sonra arkasından yaklaşıp: "Ey Allah`ın Resulü! Rabbine olan yakarışın yeter. Allah Teala Hazretleri sana vaadini mutlaka yerine getirecek!" dedi. O sırada aziz ve celil olan Allah şu vahyi inzal buyurdu: "Hani siz Rabbinizden imdad taleb ediyordunuz da, O da: "Muhakkak ki ben size meleklerden birbiri ardınca bin(lercesi ile) imdad ediciyim" diyerek duanızı kabul buyurmuştu" (Enfal 9). Gerçekten Hak Teala Hazretleri o gün meleklerle yardım etti."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Abbas
KAYNAK:Müslim, Cihad 58, (1763); Buhari, Megazi 4; Tirmizi, Tefsir, Enfal (3081); Ebu Davud, Cihad 131, (2690)
HADİS:Mikdad İbnu`l-Esved`in ağzından gayet kesin bir söz söylediğine şahid oldum ki, o sözün sahibi olmak, bana (sevabca) ona denk olabilecek her kıymetli sözden daha sevimlidir. O (Resulullah) bu sırada halkı müşriklere karşı Bedr`e katılmaya davet ediyordu. Resulullah`a gelerek dedi ki: "Ey Allah`ın Resulü! Biz, Beni İsrail`in, (Hz. Musa`ya): "Sen ve Rabbin ikiniz gidin savaşın, biz burada durucularız!" dediği gibi diyecek değiliz. Bilakis, "Sen hükmet! Biz sağında, solunda önünde ve arkanda seninle beraberiz!" diyoruz." Bu söz üzerine Resulullah`ın yüzünün parladığını ve sevinçle dolduğunu gördüm.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Mesud
KAYNAK:Buhari, Megazi 4, Tefsir, Maide 4
HADİS:Resulullah (sav) Bedir günü buyurdular ki: "İşte Cebrail aleyhisselam! Atının başından tutmuş, üzerinde de savaş teçhizatı var, (yardımınıza gelmiş durumda)!"
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Abbas
KAYNAK:Buhari, Megazi 11
HADİS:Resulullah (sav), Bedir günü, ashabından üçyüzonbeş kişi ile yola çıktı. Bedir`e gelince: "Allahım bunlar açtır, doyur! Allahım bunlar ayakkabısızdır, bindir! Allahım bunlar çıplaktır giydir!" diye dua etti. Allah Bedir günü fetih ve zafer müyesser etti. Savaş bitince döndüler. Savaşa katılanlardan her biri bir veya iki deve ile döndüler. Elbiseler giydiler, doydular da.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Amr İbni`l As
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 157, (2747)
HADİS:Bedir savaşı başlayınca bir miktar savaştım. Sonra Resulullah (sav)`ın yanına geldim. Ne yaptığına bakmak istiyordum. Secde etmiş, şöyle diyor buldum: "Ey hayy (diri) olan, ey kayyum olan (kainatı ayakta tutan) Allahım, rahmetinle sana sığınıyor yardımım taleb ediyorum!" Oradan aynlıp tekrar bir miktar daha savaştım, tekrar geldim, o hala secde halinde idi ve: "Ey hayy olan, kayyum olan Allahım, rahmetinle sana sığınıyor, yardımını taleb ediyorum!" diyordu. Ben tekrar döndüm savaşmaya gittim. Bir müddet sonra yine geldim. Hala aynı halde devam ediyordu. Allah zafer verinceye kadar bu halde devam etti. [Rezin tahric etmiştir, İbnu Hacer, Hakim ve Nesai`nin rivayet ettiğini belirtir. (Fethu`l-Bari 8, 291).]
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.Ali
KAYNAK:Rezin
HADİS:Bana Ömer İbnu`l-Hattab (ra) anlattı. Dedi ki: "Bedir günü olunca, Aleyhissalatu vesselam müşriklere bir baktı. Onlar bin kişiydiler. Halbuki ashabı üçyüzondokuz kişi. Hemen kıbleye yönelip, ellerini kaldırdı. Rabbine sesli olarak şöyle dua etmeye başladı: "Ey Allahım! Bana vaadettiğin (zaferi) yerine getir, Allahım! Bana zafer ver! Ey Allahım, eğer ehl-i İslam`ın bu bölüğünü helak edersen artık yeryüzünde sana ibadet edilmeyecek!" Ellerini uzatmış olarak yakarmalarına öyle devam eti ki, rıdası omuzundan düştü. Bunu gören Ebu Bekr (ra) yanına gelerek rıdasını aldı omuzuna attı, sonra arkasından yaklaşıp: "Ey Allah`ın Resulü! Rabbine olan yakarışın yeter. Allah Teala Hazretleri sana vaadini mutlaka yerine getirecek!" dedi. O sırada aziz ve celil olan Allah şu vahyi inzal buyurdu: "Hani siz Rabbinizden imdad taleb ediyordunuz da, O da: "Muhakkak ki ben size meleklerden birbiri ardınca bin(lercesi ile) imdad ediciyim" diyerek duanızı kabul buyurmuştu" (Enfal 9). Gerçekten Hak Teala Hazretleri o gün meleklerle yardım etti."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Abbas
KAYNAK:Müslim, Cihad 58, (1763); Buhari, Megazi 4; Tirmizi, Tefsir, Enfal (3081); Ebu Davud, Cihad 131, (2690)
HADİS:Mikdad İbnu`l-Esved`in ağzından gayet kesin bir söz söylediğine şahid oldum ki, o sözün sahibi olmak, bana (sevabca) ona denk olabilecek her kıymetli sözden daha sevimlidir. O (Resulullah) bu sırada halkı müşriklere karşı Bedr`e katılmaya davet ediyordu. Resulullah`a gelerek dedi ki: "Ey Allah`ın Resulü! Biz, Beni İsrail`in, (Hz. Musa`ya): "Sen ve Rabbin ikiniz gidin savaşın, biz burada durucularız!" dediği gibi diyecek değiliz. Bilakis, "Sen hükmet! Biz sağında, solunda önünde ve arkanda seninle beraberiz!" diyoruz." Bu söz üzerine Resulullah`ın yüzünün parladığını ve sevinçle dolduğunu gördüm.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Mesud
KAYNAK:Buhari, Megazi 4, Tefsir, Maide 4
HADİS:Resulullah (sav) Bedir günü buyurdular ki: "İşte Cebrail aleyhisselam! Atının başından tutmuş, üzerinde de savaş teçhizatı var, (yardımınıza gelmiş durumda)!"
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Abbas
KAYNAK:Buhari, Megazi 11
HADİS:Resulullah (sav), Bedir günü, ashabından üçyüzonbeş kişi ile yola çıktı. Bedir`e gelince: "Allahım bunlar açtır, doyur! Allahım bunlar ayakkabısızdır, bindir! Allahım bunlar çıplaktır giydir!" diye dua etti. Allah Bedir günü fetih ve zafer müyesser etti. Savaş bitince döndüler. Savaşa katılanlardan her biri bir veya iki deve ile döndüler. Elbiseler giydiler, doydular da.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Amr İbni`l As
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 157, (2747)
HADİS:Bedir savaşı başlayınca bir miktar savaştım. Sonra Resulullah (sav)`ın yanına geldim. Ne yaptığına bakmak istiyordum. Secde etmiş, şöyle diyor buldum: "Ey hayy (diri) olan, ey kayyum olan (kainatı ayakta tutan) Allahım, rahmetinle sana sığınıyor yardımım taleb ediyorum!" Oradan aynlıp tekrar bir miktar daha savaştım, tekrar geldim, o hala secde halinde idi ve: "Ey hayy olan, kayyum olan Allahım, rahmetinle sana sığınıyor, yardımını taleb ediyorum!" diyordu. Ben tekrar döndüm savaşmaya gittim. Bir müddet sonra yine geldim. Hala aynı halde devam ediyordu. Allah zafer verinceye kadar bu halde devam etti. [Rezin tahric etmiştir, İbnu Hacer, Hakim ve Nesai`nin rivayet ettiğini belirtir. (Fethu`l-Bari 8, 291).]
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Bedir
RAVİ: Hz. Hz.Ali
KAYNAK:Rezin

HADİS:Bintu Muhayyisa, babasından naklediyor: "Allah Teala Hazretleri, Peygamberine, yahudilerin tasarladıkları suikasdi bildirince, Resulullah (sav): "Yahudi erkeklerden kimi yakalarsanız onu hemen öldürün!" ferman buyurdu. Bunun üzerine babam Muhayyısa (ra), yahudi tüccarlarından biri olan Şebibe`nin üzerine atılıp öldürdü. Amcam Huvayyısa o sırada henüz müslüman değildi ve babamdan daha yaşlıydı. Babama hem vuruyor ve hem de: "Ey Allah`ın düşmanı! (onu nasıl öldürürsün?) Karnındaki yağ belki de onun malından!" diyordu. Babam şu cevabı verdi: "Bana onu yapmamı öyle bir zat emretti ki, eğer seni öldürmemi emretse seni de sağ bırakmazdım." Amcam o esnada müslüman oldu."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Beni Nadir
RAVİ: Hz. Hz.Bintu Muhayyisa
KAYNAK:Ebu Davud, Haraç 22, (3002)
HADİS:Nadir ve Kureyza yahudileri Resulullah Aleyhissalatu vesselam ile savaştılar. O da Beni`n-Nadir`i sürdü. Kureyza`yı yerinde bıraktı. Kureyza`ya ihsanda dahi bulundu. Sonradan onlar da Resulullahla savaştılar. Aleyhissalatu vesselam da erkeklerini öldürdü, kadınlarını, mallarını, çocuklarını müslümanlar arasında taksim etti.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Beni Nadir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Ömer
KAYNAK:Buhari, Megazi 14; Müslim, Cihad 62, (1766); Ebu Davud, İmaret23, (3005)
HADİS:Bintu Muhayyisa, babasından naklediyor: "Allah Teala Hazretleri, Peygamberine, yahudilerin tasarladıkları suikasdi bildirince, Resulullah (sav): "Yahudi erkeklerden kimi yakalarsanız onu hemen öldürün!" ferman buyurdu. Bunun üzerine babam Muhayyısa (ra), yahudi tüccarlarından biri olan Şebibe`nin üzerine atılıp öldürdü. Amcam Huvayyısa o sırada henüz müslüman değildi ve babamdan daha yaşlıydı. Babama hem vuruyor ve hem de: "Ey Allah`ın düşmanı! (onu nasıl öldürürsün?) Karnındaki yağ belki de onun malından!" diyordu. Babam şu cevabı verdi: "Bana onu yapmamı öyle bir zat emretti ki, eğer seni öldürmemi emretse seni de sağ bırakmazdım." Amcam o esnada müslüman oldu."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Beni Nadir
RAVİ: Hz. Hz.Bintu Muhayyisa
KAYNAK:Ebu Davud, Haraç 22, (3002)
HADİS:Nadir ve Kureyza yahudileri Resulullah Aleyhissalatu vesselam ile savaştılar. O da Beni`n-Nadir`i sürdü. Kureyza`yı yerinde bıraktı. Kureyza`ya ihsanda dahi bulundu. Sonradan onlar da Resulullahla savaştılar. Aleyhissalatu vesselam da erkeklerini öldürdü, kadınlarını, mallarını, çocuklarını müslümanlar arasında taksim etti.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Beni Nadir
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Ömer
KAYNAK:Buhari, Megazi 14; Müslim, Cihad 62, (1766); Ebu Davud, İmaret23, (3005)

HADİS:Resulullah (sav) (bir gün): "Ka`b İbnu`l-Eşref`in hakkından kim gelecek? Zira bu Allah ve Resulüne eza veriyor!" buyurdular. Muhammed İbnu Mesleme (ra) atılarak: "Onu öldürmemi ister misiniz?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!" deyince Muhammed İbnu Mesleme: "Hakkınızda menfi şeyler söylememe de izin veriyor musunuz? [Güvenini kazanmamız için buna gerek olacak]" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "İstediğinizi söyleyin" buyurdu. Bunun üzerine Muhammed İbnu Mesleme (ra) Ka`b İbnu`l-Eşref`e gelip onunla konuştu, aralarındaki (eski) dostluğu hatırlattı ve: "Şu adam var ya, sadaka istiyor ve bize sıkıntı oluyor!" dedi. Ka`b bunu işitince: "Ha şöyle! Vallahi ondan daha da çekeceksiniz!" dedi. Muhammed İbnu Mesleme: "Biz ona şimdi gerçekten tabi olduk. Onu büsbütün terkedip sonunun ne olacağını seyretmekten de korkuyoruz" dedi. Ka`b "Söyle bana" dedi, "içinde ne var, ne yapmak istiyorsunuz?" Muhammed: "Onu yalnız bırakmak, ondan ayrılmak istiyoruz" deyince, Ka`b): "Şimdi beni mesrur ettin" dedi. Muhammed ilave etti: "Bana biraz ödünç vermeni talebediyorum." dedi. Ka`b da: "Bana rehin olarak ne bırakacaksın?" diye sordu. Muhammed İbnu Mesleme: "Ne istersin?" dedi. Ka`b: "Kadınlarınızı bana rehin bırakmalısın!" dedi. "Ama sen Arapların en yakışıklısısın. Sana kadınlarımızı nasıl rehin bırakalım? [Şu yakışıklılığın sebebiyle hangi kadın nefsini senden men edebilir?]" dedi. Ka`b: "Öyleyse çocuklarınızı rehin bırakırsınız!" dedi. "Ama nasıl olur, birimizin çocuğuna hakaret edip: "Bir veya iki vask hurma karşılığında rehin edildin" diye başıma kakarlar. Ama sana zırhları yani silahı rehin bırakalım" dedi. (Ka`b bu teklifi makul bulup:) "Pekala, bu olur!" dedi. Bunun üzerine Muhammed İbnu Mesleme, ona el Haris İbnu`l-Evs, Ebu Abs İbnu Cebr ve Abbad İbnu Bişr ile birlikte gelmek üzere randevulaştı. Bunlar geceleyin gelip onu (dışarı) çağırdılar. Ka`b yanlarına indi. Kadını: "Ben bazı sesler işitiyorum, bu sanki kan sesidir (gitme!)" dedi. Ancak O: "Hayır, bu gelen Muhammed İbnu Mesleme ile süt kardeşi ve Ebu Nale`dir. Mert kişi geceleyin yaralanmaya bile çağırılsa icabet eder!" dedi. Muhammed İbnu Mesleme arkadaşına: "Gelince, ben elimi başına uzatacağım. Onu tam yakaladım mı göreyim sizi!" dedi. Ka`b kılıncını kuşanmış olarak indi. "Sende tiyb kokusu hissediyoruz!" dediler. Ka`b: "Evet! nikahımda falan kadın var. Arap kadınlarının (sevdiği) kokuyu sürüyorum" dedi. Muhammed İbnu Mesleme: "Ondan koklamama müsaade eder misin?" dedi. Ka`b: Tabii ederim, kokla!" dedi. Muhammed yakalayıp kokladı. Sonra: "Bir kere daha koklamama müsaade eder misin?" dedi. Sonra onu yakaladı. "Göreyim sizi!" dedi ve orada öldürdüler.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Ka`b İbnu Eşref`in Katli
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Megazi 15, Rehn 3, Cihad 158, 159; Müslim, Cihad 119, (1801); Ebu Davud, Cihad 169, (2768)
HADİS:Resulullah (sav) (bir gün): "Ka`b İbnu`l-Eşref`in hakkından kim gelecek? Zira bu Allah ve Resulüne eza veriyor!" buyurdular. Muhammed İbnu Mesleme (ra) atılarak: "Onu öldürmemi ister misiniz?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!" deyince Muhammed İbnu Mesleme: "Hakkınızda menfi şeyler söylememe de izin veriyor musunuz? [Güvenini kazanmamız için buna gerek olacak]" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "İstediğinizi söyleyin" buyurdu. Bunun üzerine Muhammed İbnu Mesleme (ra) Ka`b İbnu`l-Eşref`e gelip onunla konuştu, aralarındaki (eski) dostluğu hatırlattı ve: "Şu adam var ya, sadaka istiyor ve bize sıkıntı oluyor!" dedi. Ka`b bunu işitince: "Ha şöyle! Vallahi ondan daha da çekeceksiniz!" dedi. Muhammed İbnu Mesleme: "Biz ona şimdi gerçekten tabi olduk. Onu büsbütün terkedip sonunun ne olacağını seyretmekten de korkuyoruz" dedi. Ka`b "Söyle bana" dedi, "içinde ne var, ne yapmak istiyorsunuz?" Muhammed: "Onu yalnız bırakmak, ondan ayrılmak istiyoruz" deyince, Ka`b): "Şimdi beni mesrur ettin" dedi. Muhammed ilave etti: "Bana biraz ödünç vermeni talebediyorum." dedi. Ka`b da: "Bana rehin olarak ne bırakacaksın?" diye sordu. Muhammed İbnu Mesleme: "Ne istersin?" dedi. Ka`b: "Kadınlarınızı bana rehin bırakmalısın!" dedi. "Ama sen Arapların en yakışıklısısın. Sana kadınlarımızı nasıl rehin bırakalım? [Şu yakışıklılığın sebebiyle hangi kadın nefsini senden men edebilir?]" dedi. Ka`b: "Öyleyse çocuklarınızı rehin bırakırsınız!" dedi. "Ama nasıl olur, birimizin çocuğuna hakaret edip: "Bir veya iki vask hurma karşılığında rehin edildin" diye başıma kakarlar. Ama sana zırhları yani silahı rehin bırakalım" dedi. (Ka`b bu teklifi makul bulup:) "Pekala, bu olur!" dedi. Bunun üzerine Muhammed İbnu Mesleme, ona el Haris İbnu`l-Evs, Ebu Abs İbnu Cebr ve Abbad İbnu Bişr ile birlikte gelmek üzere randevulaştı. Bunlar geceleyin gelip onu (dışarı) çağırdılar. Ka`b yanlarına indi. Kadını: "Ben bazı sesler işitiyorum, bu sanki kan sesidir (gitme!)" dedi. Ancak O: "Hayır, bu gelen Muhammed İbnu Mesleme ile süt kardeşi ve Ebu Nale`dir. Mert kişi geceleyin yaralanmaya bile çağırılsa icabet eder!" dedi. Muhammed İbnu Mesleme arkadaşına: "Gelince, ben elimi başına uzatacağım. Onu tam yakaladım mı göreyim sizi!" dedi. Ka`b kılıncını kuşanmış olarak indi. "Sende tiyb kokusu hissediyoruz!" dediler. Ka`b: "Evet! nikahımda falan kadın var. Arap kadınlarının (sevdiği) kokuyu sürüyorum" dedi. Muhammed İbnu Mesleme: "Ondan koklamama müsaade eder misin?" dedi. Ka`b: Tabii ederim, kokla!" dedi. Muhammed yakalayıp kokladı. Sonra: "Bir kere daha koklamama müsaade eder misin?" dedi. Sonra onu yakaladı. "Göreyim sizi!" dedi ve orada öldürdüler.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Ka`b İbnu Eşref`in Katli
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Megazi 15, Rehn 3, Cihad 158, 159; Müslim, Cihad 119, (1801); Ebu Davud, Cihad 169, (2768)

HADİS:Resulullah (sav), Ebu Rafi`e bir heyet gönderdi. Abdullah İbnu Atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken öldürdü.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Ebu Rafi Abdullah İbnu Ebi`l-Hukayk`ın Katli
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Megazi, 16, Cihad 155
HADİS:Resulullah (sav) yahudi Ebu Rafi`e, Ensar`dan bir grup adam gönderip, başlarına da Abdullah İbnu Atik`i koydu. Ebu Rafi` Resulullah (sav)`a eza veriyor ve aleyhinde çalışmalar yapıyordu. Ebu Rafi Hicaz bölgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu. Kaleye yaklaştıkları zaman güneş batmıştı. Halk artık sürüleriyle dönüyordu. Abdullah arkadaşlarına: "Siz burada oturun ve yerinizden ayrılmayın. Ben gidip, kapıcılara biraz iltifat edip, içeri girme imkanı arayacağım" dedi ve ilerledi. Kapıya kadar geldi. Kazayı hacet yapıyormuş gibi elbisesini toparladı,i însanlar içeri girmişti. Kapıcı seslendi. "Ey Allah`ın kulu, girmek istiyorsan gir. Kapıyı kapatacağım (çabuk ol)!" dedi. Ben de girdim ve (bir köşeye) gizlendim. Halk tamamen girince kapıyı kapattı. Sonra da anahtarları bir kazığa taktı. Ben (müsait bir anda) kalkıp anahtarları alıp kapıyı açtım. Ebu Rafi evinde gece sohbeti yapıyordu. Ve hususi bir köşkte idi. Sohbet arkadaşları dağılınca, yanına çıktım. Her bir kapıyı açıp girdikçe içeriden üzerime kapadım. "Eğer halkın haberi olur da beni öldürmeye azmederlerse, ben Ebu Rafi`i öldürmeden ona ulaşamasınlar diye böyle yaptım. Sonunda yanına kadar geldim. Köşkün ortasında yer alan karanlık bir odadaydı. Ancak, odanın neresinde olduğunu bilemiyordum. "Ebu Rafi`" diye seslendim. "Kim o?" dedi. Sese doğru yöneldim. Heyecan içerisinde bir kılıç darbesi indirdim, ama boşa gitti. Adam bir çığlık attı. Hemen odadan çıktım. Azıcık bekleyip tekrar girdim, [sesimi değiştirip, yardıma gelmiş gibi:] "O ses de ne? ey Ebu Rafı" dedim. "Kahrolası, odada biri var az önce bana kılıç vurdu" dedi. (Yerini iyice keşfetmiştim), bir darbe daha indirdim. Yaraladım, fakat öldüremedim. Sonra kılıcın ucunu karnına sapladım, sırtına kadar dayandı. Öldürdüğümü anladım. Geri dönüp, kapıları teker teker açmaya başladım. Merdivene kadar geldim. Ayağımı bastım. Yere kadar ulaştığımı zannettim. Ay ışığıyla aydınlık bir gecede düştüm. Bacağım kırıldı. Sarığımla sardım. Sonra gidip kapının önüne oturdum. Onu gerçekten öldürdüm mü, öğreninceye kadar bu gece kaleden dışarı çıkmayacağım" dedim. Horozlar ötünce, surların üzerinden ölüm ilan edildi. Ölüm habercisi: "Hicaz ahalisinin tüccarı Ebu Rafi`in ölümünü duyuruyorum!" diye bağırıyordu. Ben hemen arkadaşlarımın yanına gittim. "Zafer!" dedim, Allah Ebu Rafi`in canını aldı!" Resulullah (sav)`a geldim, olup biteni anlattım. Bana: "Uzat ayağını!" buyurdular. Ben de ayağımı uzattım. Meshediverdi. Sanki hiçbir şey olmamış gibi hiçbir rahatsızlık kalmadı.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Ebu Rafi Abdullah İbnu Ebi`l-Hukayk`ın Katli
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Megazi, 16, Cihad 155
HADİS:Resulullah (sav), Ebu Rafi`e bir heyet gönderdi. Abdullah İbnu Atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken öldürdü.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Ebu Rafi Abdullah İbnu Ebi`l-Hukayk`ın Katli
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Megazi, 16, Cihad 155
HADİS:Resulullah (sav) yahudi Ebu Rafi`e, Ensar`dan bir grup adam gönderip, başlarına da Abdullah İbnu Atik`i koydu. Ebu Rafi` Resulullah (sav)`a eza veriyor ve aleyhinde çalışmalar yapıyordu. Ebu Rafi Hicaz bölgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu. Kaleye yaklaştıkları zaman güneş batmıştı. Halk artık sürüleriyle dönüyordu. Abdullah arkadaşlarına: "Siz burada oturun ve yerinizden ayrılmayın. Ben gidip, kapıcılara biraz iltifat edip, içeri girme imkanı arayacağım" dedi ve ilerledi. Kapıya kadar geldi. Kazayı hacet yapıyormuş gibi elbisesini toparladı,i însanlar içeri girmişti. Kapıcı seslendi. "Ey Allah`ın kulu, girmek istiyorsan gir. Kapıyı kapatacağım (çabuk ol)!" dedi. Ben de girdim ve (bir köşeye) gizlendim. Halk tamamen girince kapıyı kapattı. Sonra da anahtarları bir kazığa taktı. Ben (müsait bir anda) kalkıp anahtarları alıp kapıyı açtım. Ebu Rafi evinde gece sohbeti yapıyordu. Ve hususi bir köşkte idi. Sohbet arkadaşları dağılınca, yanına çıktım. Her bir kapıyı açıp girdikçe içeriden üzerime kapadım. "Eğer halkın haberi olur da beni öldürmeye azmederlerse, ben Ebu Rafi`i öldürmeden ona ulaşamasınlar diye böyle yaptım. Sonunda yanına kadar geldim. Köşkün ortasında yer alan karanlık bir odadaydı. Ancak, odanın neresinde olduğunu bilemiyordum. "Ebu Rafi`" diye seslendim. "Kim o?" dedi. Sese doğru yöneldim. Heyecan içerisinde bir kılıç darbesi indirdim, ama boşa gitti. Adam bir çığlık attı. Hemen odadan çıktım. Azıcık bekleyip tekrar girdim, [sesimi değiştirip, yardıma gelmiş gibi:] "O ses de ne? ey Ebu Rafı" dedim. "Kahrolası, odada biri var az önce bana kılıç vurdu" dedi. (Yerini iyice keşfetmiştim), bir darbe daha indirdim. Yaraladım, fakat öldüremedim. Sonra kılıcın ucunu karnına sapladım, sırtına kadar dayandı. Öldürdüğümü anladım. Geri dönüp, kapıları teker teker açmaya başladım. Merdivene kadar geldim. Ayağımı bastım. Yere kadar ulaştığımı zannettim. Ay ışığıyla aydınlık bir gecede düştüm. Bacağım kırıldı. Sarığımla sardım. Sonra gidip kapının önüne oturdum. Onu gerçekten öldürdüm mü, öğreninceye kadar bu gece kaleden dışarı çıkmayacağım" dedim. Horozlar ötünce, surların üzerinden ölüm ilan edildi. Ölüm habercisi: "Hicaz ahalisinin tüccarı Ebu Rafi`in ölümünü duyuruyorum!" diye bağırıyordu. Ben hemen arkadaşlarımın yanına gittim. "Zafer!" dedim, Allah Ebu Rafi`in canını aldı!" Resulullah (sav)`a geldim, olup biteni anlattım. Bana: "Uzat ayağını!" buyurdular. Ben de ayağımı uzattım. Meshediverdi. Sanki hiçbir şey olmamış gibi hiçbir rahatsızlık kalmadı.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Ebu Rafi Abdullah İbnu Ebi`l-Hukayk`ın Katli
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Megazi, 16, Cihad 155

HADİS:Sa`d İbnu Ebi Vakkas (ra)`ı işittim, demişti ki: "Uhud gününde Resulullah (sav) sadakının içerisindeki okları bana bir bir verip: "At!" diyordu, "at annem babam sana feda olsun!" Müşriklerden biri müslümanları(n canlarını) yakmıştı, ona kanatsız bir ok attım. Yan tarafından isabet ettirdim. Herif yere yıkıldı ve avret yerleri de açıldı. Resulullah (sav) güldüler, o kadar ki yan dişlerini gördüm."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.İbnu`l-Müseyyeb
KAYNAK:Buhari, Megazi 18, 15; Müslim, Fedailu`s-Sahabe 41, (2411, 2412)
HADİS:Uhud günü, Resulullah (sav)`ın sağ ve sol iki tarafında beyaz elbiseli iki adam görüyordum. Bunlar şiddetli bir şekilde savaşıyorlardı. Onları ne daha önce görmüştüm ne de daha sonra gördüm. -Yani bunlar Cibril ve Mikail (as) idiler-"
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Sa`d İbnu Ebi Vakkas
KAYNAK:Buhari, Megazi 18, Libas 24; Müslim, Fedail 46, (2306)
HADİS:Babam Uhud günü şehid oldu. Yüzünü açıp ağlamaya başladım. Bana mani oldular. Ancak Resulullah (sav) mani olmuyordu. Fatıma Bintu Amr İbni Haram (ra) ona ağlamaya başladı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Ona ağlasan da ağlamasanda melekler onu, siz (cenazesini) kaldırıncaya kadar, kanatlarıyla gölgelemektedirler" buyurdular.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Cenaiz 3, 34, Cihad 20, Megazi 26; Müslim, Fedailu`s-Sahabe 130, (2471); Nesai, Cenaiz 13, (4,13)
HADİS:İsmini söylemiş olduğu bir adamdan naklediyor: "Resulullah (sav) Uhud günü (üst üste giyilmiş) iki zırhdan (destek) gördü."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Saib İbnu Yezid
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 75, (2590); İbnu Mace, Cihad 18, (2806)
HADİS:Resulullah (sav) Uhud günü: "Peygamberine böyle yapan bir kavme Allah`ın öfkesi arttı" dedi ve (kırılan) dişine işaret etti. Ve ilave etti: "Allah`ın gadabı, Resulullah`ın Allah yolunda öldürdüğü kişiye de Allah`ın öfkesi şiddetlendi."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Megazi 24; Müslim, Cihad 106, (1793)
HADİS:Sa`d İbnu Ebi Vakkas (ra)`ı işittim, demişti ki: "Uhud gününde Resulullah (sav) sadakının içerisindeki okları bana bir bir verip: "At!" diyordu, "at annem babam sana feda olsun!" Müşriklerden biri müslümanları(n canlarını) yakmıştı, ona kanatsız bir ok attım. Yan tarafından isabet ettirdim. Herif yere yıkıldı ve avret yerleri de açıldı. Resulullah (sav) güldüler, o kadar ki yan dişlerini gördüm."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.İbnu`l-Müseyyeb
KAYNAK:Buhari, Megazi 18, 15; Müslim, Fedailu`s-Sahabe 41, (2411, 2412)
HADİS:Uhud günü, Resulullah (sav)`ın sağ ve sol iki tarafında beyaz elbiseli iki adam görüyordum. Bunlar şiddetli bir şekilde savaşıyorlardı. Onları ne daha önce görmüştüm ne de daha sonra gördüm. -Yani bunlar Cibril ve Mikail (as) idiler-"
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Sa`d İbnu Ebi Vakkas
KAYNAK:Buhari, Megazi 18, Libas 24; Müslim, Fedail 46, (2306)
HADİS:Babam Uhud günü şehid oldu. Yüzünü açıp ağlamaya başladım. Bana mani oldular. Ancak Resulullah (sav) mani olmuyordu. Fatıma Bintu Amr İbni Haram (ra) ona ağlamaya başladı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Ona ağlasan da ağlamasanda melekler onu, siz (cenazesini) kaldırıncaya kadar, kanatlarıyla gölgelemektedirler" buyurdular.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Cenaiz 3, 34, Cihad 20, Megazi 26; Müslim, Fedailu`s-Sahabe 130, (2471); Nesai, Cenaiz 13, (4,13)
HADİS:İsmini söylemiş olduğu bir adamdan naklediyor: "Resulullah (sav) Uhud günü (üst üste giyilmiş) iki zırhdan (destek) gördü."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Saib İbnu Yezid
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 75, (2590); İbnu Mace, Cihad 18, (2806)
HADİS:Resulullah (sav) Uhud günü: "Peygamberine böyle yapan bir kavme Allah`ın öfkesi arttı" dedi ve (kırılan) dişine işaret etti. Ve ilave etti: "Allah`ın gadabı, Resulullah`ın Allah yolunda öldürdüğü kişiye de Allah`ın öfkesi şiddetlendi."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Uhud
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Megazi 24; Müslim, Cihad 106, (1793)

HADİS:(Hendek kazarken) Resulullah (sav)`ı gördüm, bizimle birlikte omuzunda O da toprak taşıyordu. Karnının beyazlığını toprak bürümüştü. (Bu esnada, ashabı şevke getirmek için zaman zaman) şöyle terennüm ediyordu: "Vallahi Allah olmasaydı hidayeti bulamazdık, Ne sadaka verir ne namaz kılardık, Üzerimize sekinet indir Allahım! Ayaklarımıza sebat ver Allahım! Müşrikler bize karşı azdılar. Fitne çıkarmak dilerler ama yandılar." Resulullah bunları söylerken sesini yükseltiyordu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Hendek
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Megazi 29, Cihad 34, 161, Kader 16, Temenni 7; Müslim, Cihad 125, (1803)
HADİS:Resulullah (sav) Hendek`ten döndüğü zaman, silahları bırakıp (elini yüzünü) yıkamış, tam başındaki toprakları çırparken Cebrail aleyhisselam geldi. "Sen" dedi, "silahını bıraktın, vallahi biz daha bırakmadık! Onlara geri git." "Nereye kadar?" dedi Resulullah. "Şuraya!" diyerek Beni Kureyza`yı gösterdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu emir üzerine onlarla savaşmaya çıktı. Kureyzalılar hükmüne razı oldular. Hakem olarak Sa`d İbnu Mufaz`ı seçtiler. O da: "Ben onlardan muharib olanların öldürülmesine, kadın ve çocukların esir edilmesine, malların da taksim edilmesine hükmediyorum!" dedi. Sa`d, Hendek savaşı sırasında ana damarından yara almıştı. Resulullah (sav) tedavisiyle yakından ilgilenmek için mescidin içinde ona bir çadır kurdurmuştu. -Bir rivayette Sa`d der ki: "Ey Allahım sen biliyorsun ki, senin yolunda kendileriyle cihad etmekten en ziyade memnun olacağım bir kavim Resulünü tekzib eden ve Onu yurdundan sürüp çıkaranlardır. Ey Allahım kanaatim şu ki, sen, bizimle onların arasındaki [harbi artık] bıraktın. Eğer hala Kureyş`le savaş olacaksa bana daha hayat ver de senin yolunda onlara karşı cihad edeyim. Eğer savaşı kesti isen damarımı daha da aç, ölümüm ondan olsun." -Bu dua üzerine, o gece damarı iyice açıldı. O zaman mescidde bulunan Beni Gıfar`a ait çadırda kalanları kanın kendilerine doğru akmasından başka bir şey ürkütmemiş. "Ey çadır sahibi," dediler. "Sizin taraftan bize doğru gelen nedir?" Bu kanamakta olan Sa`d`ın yarasından akmıştı. O sebeple öldü, (ra)."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Hendek
RAVİ: Hz. Hz.Aişe
KAYNAK:Buhari, Megazi 30, Cihad 18; Müslim, Cihad 67, (1769); Ebu Davud, Cenaiz 8, (3101); Nesai, Mesacid 18, (2, 45)
HADİS:Ahzab (Hendek) günü Sa`d İbn Mu`az (ra) [Kureyş`ten İbnu`l-Arika`nın attığı bir okla] koldaki ana damardan vurulmuştu, böylece damarı kesilmiş oldu. (Kanı durdurmak için) Resulullah (sav) dağlama uyguladı. Bunun üzerine eli şişti, çokça kan akarak Sa`d`ı zayıf düşürdü. Resulullah tekrar bağladı. Eli yine şişti. Bu hali görünce (Sa`d (ra)): "Allahım, Beni Kureyza`dan gönlüm rahata ermedikçe canımı alma!" diye dua etti. Derken kanı durdu. Kureyza onun hükmüne baş eğinceye kadar tek damla akmadı. Onlar hakkında erkekleri öldürülmesine, kadınların sağ bırakılmasına hükmetti. Resulullah (sav): "Haklarında Allah`ın verdiği hükme isabet ettin!" buyurdu. Dörtyüz kişiydiler. Onların katli tamamlanmca, damarı patladı. Sa`d (ra) vefat etti. (Allah rahmetini bol kılsın.)
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Hendek
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Tirmizi, Siyer 28, (1582)
HADİS:(Hendek kazarken) Resulullah (sav)`ı gördüm, bizimle birlikte omuzunda O da toprak taşıyordu. Karnının beyazlığını toprak bürümüştü. (Bu esnada, ashabı şevke getirmek için zaman zaman) şöyle terennüm ediyordu: "Vallahi Allah olmasaydı hidayeti bulamazdık, Ne sadaka verir ne namaz kılardık, Üzerimize sekinet indir Allahım! Ayaklarımıza sebat ver Allahım! Müşrikler bize karşı azdılar. Fitne çıkarmak dilerler ama yandılar." Resulullah bunları söylerken sesini yükseltiyordu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Hendek
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Megazi 29, Cihad 34, 161, Kader 16, Temenni 7; Müslim, Cihad 125, (1803)
HADİS:Resulullah (sav) Hendek`ten döndüğü zaman, silahları bırakıp (elini yüzünü) yıkamış, tam başındaki toprakları çırparken Cebrail aleyhisselam geldi. "Sen" dedi, "silahını bıraktın, vallahi biz daha bırakmadık! Onlara geri git." "Nereye kadar?" dedi Resulullah. "Şuraya!" diyerek Beni Kureyza`yı gösterdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu emir üzerine onlarla savaşmaya çıktı. Kureyzalılar hükmüne razı oldular. Hakem olarak Sa`d İbnu Mufaz`ı seçtiler. O da: "Ben onlardan muharib olanların öldürülmesine, kadın ve çocukların esir edilmesine, malların da taksim edilmesine hükmediyorum!" dedi. Sa`d, Hendek savaşı sırasında ana damarından yara almıştı. Resulullah (sav) tedavisiyle yakından ilgilenmek için mescidin içinde ona bir çadır kurdurmuştu. -Bir rivayette Sa`d der ki: "Ey Allahım sen biliyorsun ki, senin yolunda kendileriyle cihad etmekten en ziyade memnun olacağım bir kavim Resulünü tekzib eden ve Onu yurdundan sürüp çıkaranlardır. Ey Allahım kanaatim şu ki, sen, bizimle onların arasındaki [harbi artık] bıraktın. Eğer hala Kureyş`le savaş olacaksa bana daha hayat ver de senin yolunda onlara karşı cihad edeyim. Eğer savaşı kesti isen damarımı daha da aç, ölümüm ondan olsun." -Bu dua üzerine, o gece damarı iyice açıldı. O zaman mescidde bulunan Beni Gıfar`a ait çadırda kalanları kanın kendilerine doğru akmasından başka bir şey ürkütmemiş. "Ey çadır sahibi," dediler. "Sizin taraftan bize doğru gelen nedir?" Bu kanamakta olan Sa`d`ın yarasından akmıştı. O sebeple öldü, (ra)."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Hendek
RAVİ: Hz. Hz.Aişe
KAYNAK:Buhari, Megazi 30, Cihad 18; Müslim, Cihad 67, (1769); Ebu Davud, Cenaiz 8, (3101); Nesai, Mesacid 18, (2, 45)
HADİS:Ahzab (Hendek) günü Sa`d İbn Mu`az (ra) [Kureyş`ten İbnu`l-Arika`nın attığı bir okla] koldaki ana damardan vurulmuştu, böylece damarı kesilmiş oldu. (Kanı durdurmak için) Resulullah (sav) dağlama uyguladı. Bunun üzerine eli şişti, çokça kan akarak Sa`d`ı zayıf düşürdü. Resulullah tekrar bağladı. Eli yine şişti. Bu hali görünce (Sa`d (ra)): "Allahım, Beni Kureyza`dan gönlüm rahata ermedikçe canımı alma!" diye dua etti. Derken kanı durdu. Kureyza onun hükmüne baş eğinceye kadar tek damla akmadı. Onlar hakkında erkekleri öldürülmesine, kadınların sağ bırakılmasına hükmetti. Resulullah (sav): "Haklarında Allah`ın verdiği hükme isabet ettin!" buyurdu. Dörtyüz kişiydiler. Onların katli tamamlanmca, damarı patladı. Sa`d (ra) vefat etti. (Allah rahmetini bol kılsın.)
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Hendek
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Tirmizi, Siyer 28, (1582)

HADİS:Resulullah (sav) ile birlikte bir gazveye çıktık. Biz aramızda bir deve olan altı kişiydik, sırayla biniyoruk. Derken ayaklarımız delindi. Benim ayaklarım da delindi ve tırnaklarım düştü, ayaklarımıza bezler sarıyorduk. Böylece seferimiz, ayaklarımıza sardığımız parçalar sebebiyle Zatu`r-Rika` gazvesi diye isimlendi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Zatu`r-Rika`
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 31, (7, 326); Müslim, Cihad 149, (1816)
HADİS:Resulullah (sav) ile birlikte bir gazveye çıktık. Biz aramızda bir deve olan altı kişiydik, sırayla biniyoruk. Derken ayaklarımız delindi. Benim ayaklarım da delindi ve tırnaklarım düştü, ayaklarımıza bezler sarıyorduk. Böylece seferimiz, ayaklarımıza sardığımız parçalar sebebiyle Zatu`r-Rika` gazvesi diye isimlendi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Zatu`r-Rika`
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 31, (7, 326); Müslim, Cihad 149, (1816)

HADİS:Nafi` rahimehullah`a kıtalden önce (yapılan İslam`a) davet hakkında sormak üzere yazmıştım. Bana şöyle yazdı: "Bu İslam`ın evvelinde idi. Resulullah (sav) Beni Müstalik`e (önceden haber vermeden ani) baskın yaptı. Onlar (bu sırada) gafil haldeydi, hayvanları su kenarında sulanııyorlardı. Mukatillerini öldürdü, çocuklarını ve kadınlarını esir aldı. O gün Cüveyriye`yi de ele geçirmişti."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Beni Müstalik
RAVİ: Hz. Hz.Abdullah İbnu Avn
KAYNAK:Buhari, Itk 13; Müslim, Cihad 1, (1730); Ebu Davud, Cihad 100, (2633)
HADİS:Nafi` rahimehullah`a kıtalden önce (yapılan İslam`a) davet hakkında sormak üzere yazmıştım. Bana şöyle yazdı: "Bu İslam`ın evvelinde idi. Resulullah (sav) Beni Müstalik`e (önceden haber vermeden ani) baskın yaptı. Onlar (bu sırada) gafil haldeydi, hayvanları su kenarında sulanııyorlardı. Mukatillerini öldürdü, çocuklarını ve kadınlarını esir aldı. O gün Cüveyriye`yi de ele geçirmişti."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Beni Müstalik
RAVİ: Hz. Hz.Abdullah İbnu Avn
KAYNAK:Buhari, Itk 13; Müslim, Cihad 1, (1730); Ebu Davud, Cihad 100, (2633)

HADİS:Resulullah (sav) Zülkade ayında umreye çıkmıştı. Mekkeliler Onun Mekke`ye girmesine izin vermediler. Resulullah, gelecek yıl girmek, orada üç gün kalmak, Mekke`ye silahlar torbalarda olarak girmek, ailelerinden peşine düşmek isteyen çıksa bile kimseyi almamak, Ashabından Mekke`de kalmak isteyen çıkarsa kimseye mani olmamak şartları üzerine anlaşmıştı. Resulullah (sav) (Mekke`ye umre için) girip, müddet de dolunca, Mekkeliler Hz. Ali`ye gelip: "Arkadaşına söyle, bizi terketsin, müddet doldu!" dediler. Resulullah (sav) çıktı, ancak Hamza`nın kızı (ra) peşine takıldı: "Ey amcam, ey amcam!" diye bağırıyordu. Hz. Ali (ra) onu alıp elinden tuttu. Hz. Fatıma (ra)`ya: "Amcanın kızını yanına al!" dedi. [Medine`ye gelince] kızı (yanına alma) hususunda Hz. Ali, Zeyd ve Cafer (ra) ihtilafa düştüler. Hz. Ali: "O benim amcamın kızıdır! (Ben ehakkım)" diyordu. Cafer (ra): "O hem amcamın kızı, hem de teyzesi nikahım altında!" diyordu. Zeyd de: "Kardeşimin kızıdır! diyordu. Resulullah (sav), kızın, teyzesinin yanında kalmasına hükmetti ve: "Teyze anne makamındadır!" buyurdu. Hz. Ali (ra)`a yönelerek: "Sen bendensin, ben de senden!" buyurdu. Cafer (ra)`a: "Yaratılışın ve huyun bana benzer" diyerek iltifat etti. Zeyd (ra)`e de: "Sen bizim hem kardeşimiz, hem de mevlamız (azadlımız)sın!" buyurdu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Umretu`l-Kaza
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Meğazi 43, Umre 3, Cezau`s-Sayd 17, Sulh 6, Cizye 19; Müslim, Cihad 90, (1783)
HADİS:Resulullah (sav) Zülkade ayında umreye çıkmıştı. Mekkeliler Onun Mekke`ye girmesine izin vermediler. Resulullah, gelecek yıl girmek, orada üç gün kalmak, Mekke`ye silahlar torbalarda olarak girmek, ailelerinden peşine düşmek isteyen çıksa bile kimseyi almamak, Ashabından Mekke`de kalmak isteyen çıkarsa kimseye mani olmamak şartları üzerine anlaşmıştı. Resulullah (sav) (Mekke`ye umre için) girip, müddet de dolunca, Mekkeliler Hz. Ali`ye gelip: "Arkadaşına söyle, bizi terketsin, müddet doldu!" dediler. Resulullah (sav) çıktı, ancak Hamza`nın kızı (ra) peşine takıldı: "Ey amcam, ey amcam!" diye bağırıyordu. Hz. Ali (ra) onu alıp elinden tuttu. Hz. Fatıma (ra)`ya: "Amcanın kızını yanına al!" dedi. [Medine`ye gelince] kızı (yanına alma) hususunda Hz. Ali, Zeyd ve Cafer (ra) ihtilafa düştüler. Hz. Ali: "O benim amcamın kızıdır! (Ben ehakkım)" diyordu. Cafer (ra): "O hem amcamın kızı, hem de teyzesi nikahım altında!" diyordu. Zeyd de: "Kardeşimin kızıdır! diyordu. Resulullah (sav), kızın, teyzesinin yanında kalmasına hükmetti ve: "Teyze anne makamındadır!" buyurdu. Hz. Ali (ra)`a yönelerek: "Sen bendensin, ben de senden!" buyurdu. Cafer (ra)`a: "Yaratılışın ve huyun bana benzer" diyerek iltifat etti. Zeyd (ra)`e de: "Sen bizim hem kardeşimiz, hem de mevlamız (azadlımız)sın!" buyurdu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Umretu`l-Kaza
RAVİ: Hz. Hz.Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Meğazi 43, Umre 3, Cezau`s-Sayd 17, Sulh 6, Cizye 19; Müslim, Cihad 90, (1783)

HADİS:Resulullah (sav) Muta gazvesinde Zeyd İbnu Harise (ra)`i emir (komutan) tayin etti ve dedi ki: "Eğer Zeyd öldürülecek olursa, komutan Cafer`dir. Cafer öldürülecek olursa Abdullah İbnu Ravaha`dır" (ra). Abdullah der ki: "Bu gazvede aralarında ben de vardım. (Bir ara) Cafer İbnu Ebi Talib (ra)`i aradık. Onu ölüler arasında bulduk. Öyleydi ki cesedinin ön cephesinde doksan küsur ok ve mızrak yarası saydık." Bir rivayette de şu ziyadeyi ilave etmiştir: "Arka tarafında hiç yara yoktu."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Ömer
KAYNAK:Buhari, Meğazi 44
HADİS:Resulullah (sav), Zeyd, Cafer ve İbnu Ravaha`nın öldüklerini onlardan haber gelmezden önce bildirdi. Şöyle demişti: "Bayrağı Zeyd aldı ve isabet aldı (öldü). Bayrağı ondan sonra Cafer aldı o da öldü. Sonra Abdullah İbnu Ravaha aldı, o da öldü. -Böyle deyince Resulullah (sav)`nın gözleri yaşla doldu." (Resulullah sözlerine devam etti): "Bayrağı,sonra Allah`ın kılıçlarından bir kılıç, tayin edilmeksizin aldı: Halid İbnu`l- Velid... Allah Teala Hazretleri ona zafer verdi."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Buhari, Cenaiz 4, Cihad 7, 183, Menakıb 26, Fedaili`l-Ashab 25, 44; Nesai, Cenaiz 27, (4, 26)
HADİS:Halid`in şöyle söylediğini işittim: "Muta günü elimde dokuz kılıç kırıldı. Elimde sadece Yemen`de mamul bir safiha (geniş demirli kılıç) kaldı."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.Kays İbnu Ebi Hazım
KAYNAK:Buhari, Megazi 44
HADİS:Muta gazvesine Zeyd İbnu Harise (ra) ile birlikte çıktım. Bana Yemenli bir asker refakat etti ki, üzerinde sadece bir kılıncı vardı. Müslümanlardan biri bir deve kesti. Yemenli, ondan derinin bir parçasını istedi, o da verdi. Yemenli ondan kendine bir nevi kalkan yaptı. Yolumuza devam ederken bir Rum birliğiyle karşılaştık. Onlar arasında, üzerinde müzehheb (altın işlemeli) eğer taşıyan sarı bir at üzerinde bir adam vardı. Adamın silahı da müzehheb idi. Rumi adam müslümanlara şiddetle saldırmaya başladı. Yemenli asker de bir kayanın arkasında saklanarak onu takibe başladı. Derken rumi ona uğradı. Yemenli kılıncıyla atın ayaklarını kırdı ve Rumi yere düştü. Hemen kılıcıyla üzerine atılıp adamı öldürdü. At(ta olanları) ve silahı aldı. Allah Teala Hazretleri müslümanlara zafer müyesser edince, Halid İbnu`l-Velid adama birini göndererek selebden (öldürdüğü kimsenin eşyalarından el koyduğu şeylerden) bazısını ondan aldı. Avf der ki: "Ben Halid`e gelerek, kendisine: "Bilmiyor musun, Resulullah, selebin öldürene ait olduğuna hükmetmiştir!" dedim. "Elbette biliyorum. Fakat aldıkları gözüme çok geldi!" dedi. Ben: "Ya bunu adama geri verirsin, ya da durumu Aleyhissalatu vesselam`a söylerim!" dedim. Ama Halid, geri vermekten imtina etti." Avf der ki: "Resulullah (sav)`ın yanında toplanınca, ben Yemenlinin ve Halid`in yaptığı şeyleri hikaye ediverdim. Resulullah (sav): "Ey Halid niye böyle yaptın?" diye sordu. Halid: "Bu gözüme çok göründü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ondan ne aldı isen geri ver" dedi. Ben: "Ey Halid! Al işte, ben sana (böyle yapman gerektiğini) söylemedim miydi?" dedim. Resulullah: "Bu da ne demek?" buyurdu. Ben de anlattım. Bunun üzerine Resulullah öfkelendi ve: "Ey Halid, ona geri verme! Siz benim komutanlarımı bana bırakır mısınız hiç! Sizin ve komutanlarımın misali, deve veya koyun çobanı tutulup da onları güden, sulama vakti gelince havuza götüren çoban ve sürüsüne benzersiniz. Sürü gelir havuza girer, temiz suyu içer, çobana bulanığı kalır. Temizi size bulanığı komutanlarıma."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.Avf İbnu Malik el-Eşca`i
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 148, {2719, 2720); Müslim, Cihad 44, 45, (1753,1754)
HADİS:Resulullah (sav) Muta gazvesinde Zeyd İbnu Harise (ra)`i emir (komutan) tayin etti ve dedi ki: "Eğer Zeyd öldürülecek olursa, komutan Cafer`dir. Cafer öldürülecek olursa Abdullah İbnu Ravaha`dır" (ra). Abdullah der ki: "Bu gazvede aralarında ben de vardım. (Bir ara) Cafer İbnu Ebi Talib (ra)`i aradık. Onu ölüler arasında bulduk. Öyleydi ki cesedinin ön cephesinde doksan küsur ok ve mızrak yarası saydık." Bir rivayette de şu ziyadeyi ilave etmiştir: "Arka tarafında hiç yara yoktu."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Ömer
KAYNAK:Buhari, Meğazi 44
HADİS:Resulullah (sav), Zeyd, Cafer ve İbnu Ravaha`nın öldüklerini onlardan haber gelmezden önce bildirdi. Şöyle demişti: "Bayrağı Zeyd aldı ve isabet aldı (öldü). Bayrağı ondan sonra Cafer aldı o da öldü. Sonra Abdullah İbnu Ravaha aldı, o da öldü. -Böyle deyince Resulullah (sav)`nın gözleri yaşla doldu." (Resulullah sözlerine devam etti): "Bayrağı,sonra Allah`ın kılıçlarından bir kılıç, tayin edilmeksizin aldı: Halid İbnu`l- Velid... Allah Teala Hazretleri ona zafer verdi."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Buhari, Cenaiz 4, Cihad 7, 183, Menakıb 26, Fedaili`l-Ashab 25, 44; Nesai, Cenaiz 27, (4, 26)
HADİS:Halid`in şöyle söylediğini işittim: "Muta günü elimde dokuz kılıç kırıldı. Elimde sadece Yemen`de mamul bir safiha (geniş demirli kılıç) kaldı."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.Kays İbnu Ebi Hazım
KAYNAK:Buhari, Megazi 44
HADİS:Muta gazvesine Zeyd İbnu Harise (ra) ile birlikte çıktım. Bana Yemenli bir asker refakat etti ki, üzerinde sadece bir kılıncı vardı. Müslümanlardan biri bir deve kesti. Yemenli, ondan derinin bir parçasını istedi, o da verdi. Yemenli ondan kendine bir nevi kalkan yaptı. Yolumuza devam ederken bir Rum birliğiyle karşılaştık. Onlar arasında, üzerinde müzehheb (altın işlemeli) eğer taşıyan sarı bir at üzerinde bir adam vardı. Adamın silahı da müzehheb idi. Rumi adam müslümanlara şiddetle saldırmaya başladı. Yemenli asker de bir kayanın arkasında saklanarak onu takibe başladı. Derken rumi ona uğradı. Yemenli kılıncıyla atın ayaklarını kırdı ve Rumi yere düştü. Hemen kılıcıyla üzerine atılıp adamı öldürdü. At(ta olanları) ve silahı aldı. Allah Teala Hazretleri müslümanlara zafer müyesser edince, Halid İbnu`l-Velid adama birini göndererek selebden (öldürdüğü kimsenin eşyalarından el koyduğu şeylerden) bazısını ondan aldı. Avf der ki: "Ben Halid`e gelerek, kendisine: "Bilmiyor musun, Resulullah, selebin öldürene ait olduğuna hükmetmiştir!" dedim. "Elbette biliyorum. Fakat aldıkları gözüme çok geldi!" dedi. Ben: "Ya bunu adama geri verirsin, ya da durumu Aleyhissalatu vesselam`a söylerim!" dedim. Ama Halid, geri vermekten imtina etti." Avf der ki: "Resulullah (sav)`ın yanında toplanınca, ben Yemenlinin ve Halid`in yaptığı şeyleri hikaye ediverdim. Resulullah (sav): "Ey Halid niye böyle yaptın?" diye sordu. Halid: "Bu gözüme çok göründü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ondan ne aldı isen geri ver" dedi. Ben: "Ey Halid! Al işte, ben sana (böyle yapman gerektiğini) söylemedim miydi?" dedim. Resulullah: "Bu da ne demek?" buyurdu. Ben de anlattım. Bunun üzerine Resulullah öfkelendi ve: "Ey Halid, ona geri verme! Siz benim komutanlarımı bana bırakır mısınız hiç! Sizin ve komutanlarımın misali, deve veya koyun çobanı tutulup da onları güden, sulama vakti gelince havuza götüren çoban ve sürüsüne benzersiniz. Sürü gelir havuza girer, temiz suyu içer, çobana bulanığı kalır. Temizi size bulanığı komutanlarıma."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muta
RAVİ: Hz. Hz.Avf İbnu Malik el-Eşca`i
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 148, {2719, 2720); Müslim, Cihad 44, 45, (1753,1754)

HADİS:Resulullah (sav), Fetih günü, Mekke`ye başında miğferiyle girdi. Onu çıkardığı zaman, bir adam gelerek: "İbnu Hatal Ka`be`nin örtüsüne sarınmış (vaziyette yakalandı), affedelim mi?" dedi. "Onu öldürün!" emr buyurdular.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Buhari, Megazi 48, Cezau`s-Sayd 18, Cihad 169, Libas 17; Müslim, Hacc 450, (1357); Muvatta, Hacc 247, (1, 423); Ebu Davud, Cihad 127, (2686); Tirmizi, Cihad 18, (1693); Nesai, Hacc 107, (5, 201)
HADİS:Resulullah (sav), fetih günü dört erkek iki kadın dışında, herkese (hayatını bağışladı ve) eman tanıdı. Bu dörtler arasında İbnu Ebi Sarh da vardı. Hz. Osman`ın yanında saklandı. Resulullah (sav) halkı, kendisine biat etmeye çağırınca, Hz. Osman (ra) onu da getirip Resulullah (sav)`ın yanında durdurdu ve: "Ey Allah`ın Resulü! Abdullah`tan biat al!" dedi. Aleyhissalatu vesselam (hiç ses çıkarmadan) üç sefer başını kaldırıp ona baktı. Her seferinde bey`at`tan imtina ediyordu. Üç seferden sonra, onunla da biat etti. Sonra ashabına yönelip: "İçinizden elimi bey`at için vermekten imtina ettiğimi görünce kalkıp öldürecek aklı başında bir adam yok muydu?" buyurdular. Ashab: "İçinizden geçeni nasıl bilelim. Keşke bize gözünüzle bir imada bulunsaydınız!" dediler. Bunun üzerine: "Bir peygambere hain gözlü olmak yaraşmaz" buyurdular. [Ebu Davud der ki: "Abdullah, Hz.Osman`ın süt kardeşiydi."]
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.Sa`d İbnu Ebi Vakkas
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 127, (2683); Nesai, Tahrimu`d-Dem 14, (7,105,106)
HADİS:Resulullah (sav) fetih günü, (Mescid-i Haram`a) girdiği zaman Beytullah`ın etrafında üç yüz altmış tane dikili (put) vardı. Elindeki çubukla onlara dürtüyor ve: "Hak geldi, batıl zeval buldu. Batıl zaten zeval bulucudur" (İsra 81); "Hak geldi, batıl hiçbir şeyi yoktan varedemez, gideni de getiremez" (Sebe` 49) diyordu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Mesud
KAYNAK:Buhari, Megazi 48, Mezalim 32, Tefsir, Beni İsrail 12; Müslim, Cihad 87, (1781); Tirmizi, Tefsir, Beni İsrail, (3137)
HADİS:Resulullah (sav), Fetih sırasında Ömer İbnu`l-Hattab`a, Batha`da iken Ka`be`ye gelip oradaki bütün suretleri ortadan kaldırmasını emretti. Resulullah (sav) oradaki bütün suretler ortadan kaldırılmadıkça Ka`be`ye girmedi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Ebu Davud, Libas 48, (4156)
HADİS:Resulullah (sav), Fetih günü Mekke`nin yukarı kısmından, devesinin üzerinde olarak ilerledi. Terkisinde de Üsame İbnu Zeyd (ra) vardı. Beraberinde Hz. Bilal ve (Kabe`nin) haciblerinden olan Osman İbnu Talha da vardı. Mescid-i Haram`da devesini ıhtırdı. Osman`a Kabe`nin anahtarını getirmesini emretti. Osman annesine gitti. Ancak kadın anahtarı vermekten imtina etti. Osman: "Vallahi, ya anahtarı verirsin ya da şu kılıç belimden çıkacaktır!" dedi. Kadın anahtarı verdi. Osman Resulullah`a getirdi. Aleyhissalatu vesselam kapıyı açıp, Beytullah`a girdi. Onunla birlikte Hz. Üsame, Bilal ve Osman da girdiler. Gündüzleyin içinde uzun müddet kaldı,sonra çıktı. Halk (içeri girmede) yarış etti. Abdullah İbnu Ömer ilk giren kimseydi. Girince, Bilal (ra)`i kapının arkasında ayakta duruyor buldu. "Resulullah (sav) nerede namaz kıldı?" diye sordu. Bilal, Aleyhissalatu vesselam`ın namaz kıldığı yeri işaret ederek gösterdi. Abdullah der ki: "Kaç rek`at kıldığını sormayı unuttum."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Ömer
KAYNAK:Buhari, Cihad 127, Salat 30, 81, 96, Teheccüd 25, Hacc 51, 52, Megazi 77, 48; Müslim, Hacc 389, (1329)
HADİS:Resulullah (sav), Fetih günü, Mekke`ye başında miğferiyle girdi. Onu çıkardığı zaman, bir adam gelerek: "İbnu Hatal Ka`be`nin örtüsüne sarınmış (vaziyette yakalandı), affedelim mi?" dedi. "Onu öldürün!" emr buyurdular.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Buhari, Megazi 48, Cezau`s-Sayd 18, Cihad 169, Libas 17; Müslim, Hacc 450, (1357); Muvatta, Hacc 247, (1, 423); Ebu Davud, Cihad 127, (2686); Tirmizi, Cihad 18, (1693); Nesai, Hacc 107, (5, 201)
HADİS:Resulullah (sav), fetih günü dört erkek iki kadın dışında, herkese (hayatını bağışladı ve) eman tanıdı. Bu dörtler arasında İbnu Ebi Sarh da vardı. Hz. Osman`ın yanında saklandı. Resulullah (sav) halkı, kendisine biat etmeye çağırınca, Hz. Osman (ra) onu da getirip Resulullah (sav)`ın yanında durdurdu ve: "Ey Allah`ın Resulü! Abdullah`tan biat al!" dedi. Aleyhissalatu vesselam (hiç ses çıkarmadan) üç sefer başını kaldırıp ona baktı. Her seferinde bey`at`tan imtina ediyordu. Üç seferden sonra, onunla da biat etti. Sonra ashabına yönelip: "İçinizden elimi bey`at için vermekten imtina ettiğimi görünce kalkıp öldürecek aklı başında bir adam yok muydu?" buyurdular. Ashab: "İçinizden geçeni nasıl bilelim. Keşke bize gözünüzle bir imada bulunsaydınız!" dediler. Bunun üzerine: "Bir peygambere hain gözlü olmak yaraşmaz" buyurdular. [Ebu Davud der ki: "Abdullah, Hz.Osman`ın süt kardeşiydi."]
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.Sa`d İbnu Ebi Vakkas
KAYNAK:Ebu Davud, Cihad 127, (2683); Nesai, Tahrimu`d-Dem 14, (7,105,106)
HADİS:Resulullah (sav) fetih günü, (Mescid-i Haram`a) girdiği zaman Beytullah`ın etrafında üç yüz altmış tane dikili (put) vardı. Elindeki çubukla onlara dürtüyor ve: "Hak geldi, batıl zeval buldu. Batıl zaten zeval bulucudur" (İsra 81); "Hak geldi, batıl hiçbir şeyi yoktan varedemez, gideni de getiremez" (Sebe` 49) diyordu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Mesud
KAYNAK:Buhari, Megazi 48, Mezalim 32, Tefsir, Beni İsrail 12; Müslim, Cihad 87, (1781); Tirmizi, Tefsir, Beni İsrail, (3137)
HADİS:Resulullah (sav), Fetih sırasında Ömer İbnu`l-Hattab`a, Batha`da iken Ka`be`ye gelip oradaki bütün suretleri ortadan kaldırmasını emretti. Resulullah (sav) oradaki bütün suretler ortadan kaldırılmadıkça Ka`be`ye girmedi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Ebu Davud, Libas 48, (4156)
HADİS:Resulullah (sav), Fetih günü Mekke`nin yukarı kısmından, devesinin üzerinde olarak ilerledi. Terkisinde de Üsame İbnu Zeyd (ra) vardı. Beraberinde Hz. Bilal ve (Kabe`nin) haciblerinden olan Osman İbnu Talha da vardı. Mescid-i Haram`da devesini ıhtırdı. Osman`a Kabe`nin anahtarını getirmesini emretti. Osman annesine gitti. Ancak kadın anahtarı vermekten imtina etti. Osman: "Vallahi, ya anahtarı verirsin ya da şu kılıç belimden çıkacaktır!" dedi. Kadın anahtarı verdi. Osman Resulullah`a getirdi. Aleyhissalatu vesselam kapıyı açıp, Beytullah`a girdi. Onunla birlikte Hz. Üsame, Bilal ve Osman da girdiler. Gündüzleyin içinde uzun müddet kaldı,sonra çıktı. Halk (içeri girmede) yarış etti. Abdullah İbnu Ömer ilk giren kimseydi. Girince, Bilal (ra)`i kapının arkasında ayakta duruyor buldu. "Resulullah (sav) nerede namaz kıldı?" diye sordu. Bilal, Aleyhissalatu vesselam`ın namaz kıldığı yeri işaret ederek gösterdi. Abdullah der ki: "Kaç rek`at kıldığını sormayı unuttum."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Fetih
RAVİ: Hz. Hz.İbnu Ömer
KAYNAK:Buhari, Cihad 127, Salat 30, 81, 96, Teheccüd 25, Hacc 51, 52, Megazi 77, 48; Müslim, Hacc 389, (1329)

HADİS:Huneyn gününde, Hevazin, Gatafan ve diğerleri çocukları ve develeriyle birlikte (savaş yerine) geldiler. O gün Resulullah (sav)`ın ordusunda da 10 bin kişi vardı. Mekkeli Tuleka`da Resulullah`ın safında idi. (Savaş başlar başlamaz) hepsi geri kaçtı. Aleyhissalatu vesselam yalnız kaldı. O gün iki defa nida etti. İkisi arasına bir başka söz karıştırmadı. Şöyle ki: Sağ tarafına yönelip: "Ey Ensar cemaati!" diye bağırdı. O taraftakiler: "Buyurun ey Allah`ın Resulü! Biz seninle beraberiz! Müjde" dediler. Aleyhissalatu vesselam sonra da soluna döndü: "Ey Ensar cemaati!" diye bağırdı. O taraftakiler de: "Buyur ey Allah`ın Resulü! Müjde, biz seninleyiz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam beyaz bir katırın üstünde idi. Katırdan indi ve: "Ben Allah`ın kulu ve elçisiyim!" dedi. (Müslümanlar toparlanıp mukabil hücuma geçince) müşrikler hezimete uğradı. Aleyhissalatu vesselam çok ganimet elde etti. Onu Muhacirler ve Tuleka arasında taksim etti. Ondan Ensar`a hiçbir şey vermedi. Bunun üzerine Ensariler (ra) (serzenişte bulunup): "Sıkıntı olunca biz çoğalıyoruz: Ama ganimeti bizden başkasına veriyor!" dediler. Bu sözleri Aleyhissalatu vesselamın kulağına ulaşmıştı, hemen Ensar`ı topladı. "Ey Ensar cemaati! Herkes dünyalıkla dönerken, siz Muhammed (sav)`la dönmekten, evinizde onunla beraber olmaktan razı ve memnun değil misiniz?" dedi. Ensar: "Elbette ey Allah`ın Resulü, razıyız, memnunuz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "İnsanlar bir vadiye yürüseler, Ensar da bir geçide yürüse, ben Ensar`ın geçidinde giderim" buyurdular.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Buhari, Megazi 56, Humus 19, Menakıb 14, Menakıbu`l-Ensar 1, Feraiz 34; Müslim, Zekat 135, (1059); Tirmizi, Menakıb, (3897)
HADİS:Bir adam Bera İbnu Azib (ra)`e geldi ve: "Ey Ebu İmare! Huneyn gününde hepiniz geri mi kaçtınız?" diye sordu. Bera: "Ben, Resulullah (sav)`ın kaçmadığına şehadet ederim! Ancak, askerlerden yükü hafif olan (aceleciler) ile zırh taşımayanlar Hevazin`in bir kanadına yürüdüler. Halbuki buradakiler okçu kimselerdi. Onları çekirge sürüsü gibi hep birden ok yağmuruna tuttular. Bunun üzerine dağılmak zorunda kaldılar. Böylece düşman, Resulullah (sav)`a yöneldi, Resulullah (sav)`ın katırını Ebu Sufyan İbnu`l-Haris İbni Abdilmuttalib (ra) yediyordu. Aleyhissalatu vesselam katırından indi, dua etti, (Allah`tan) yardım taleb etti. Şöyle diyordu: "Ben Peygamberim yalan değil! Ben Abdulmuttalibin Oğluyum! Allahım yardımını indir." Sonra askerleri düzene koydu. Bera devamla der ki: "Vallahi, biz savaş kızıştı mı Resulullah (sav)`a sığınırdık.Bizim cesurumuz Resulullah (sav)`a, aynı hizada durabilendi."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Ebu İshak eş-Şeybani
KAYNAK:Buhari, Megazi 54, Cihad 52, 61, 97, 167; Müslim, Cihad 79, (1776); Tirmizi, Cihad 15, (1688)
HADİS:Resulullah (sav) bir seferde iken yanına bir düşman gözcüsü uğradı. Ashabla konuşmaya oturdu. Sonra birden sıvıştı: Resulullah (sav): "Onu yakalayın ve öldürün!" emir buyurdu. Ben (yakalayıp) öldürdüm. Resulullah (sav) seleb`ini bana verdi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Seleme İbnu`l`Ekva`
KAYNAK:Buhari, Cihad 173; Müslim, Cihad 45, (1754); Ebu Davud, Cihad 110, (2654)
HADİS:(Annem) Ümmü Süleym, Huneyn savaşı sırasında bir hançer temin etmişti, yanından ayırmıyordu. Resulullah (sav) [hançeri görünce] sordu: "Ey Ümmü Süleym, şu da ne?" "Bunu, müşriklerden biri bana yaklaşacak olursa karnına saplamak için temin ettim!" dedi. Resulullah (sav) bu söz üzerine gülmeye başladı. Ümmü Süleym: "Ey Allah`ın Resulü, sizinle olup da şu Tuleka`dan hezimete uğrayan bizim dışımızdakileri öldür!" dedi. Resulullah (sav): "Ey Ümmü Süleym, şurası muhakkak ki Allah bize kafi geldi ve iyi yaptı" buyurdu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Müslim, Cihad 134, (1809); Ebu Davud, Cihad 147, (2718)
HADİS:Huneyn gününde, Hevazin, Gatafan ve diğerleri çocukları ve develeriyle birlikte (savaş yerine) geldiler. O gün Resulullah (sav)`ın ordusunda da 10 bin kişi vardı. Mekkeli Tuleka`da Resulullah`ın safında idi. (Savaş başlar başlamaz) hepsi geri kaçtı. Aleyhissalatu vesselam yalnız kaldı. O gün iki defa nida etti. İkisi arasına bir başka söz karıştırmadı. Şöyle ki: Sağ tarafına yönelip: "Ey Ensar cemaati!" diye bağırdı. O taraftakiler: "Buyurun ey Allah`ın Resulü! Biz seninle beraberiz! Müjde" dediler. Aleyhissalatu vesselam sonra da soluna döndü: "Ey Ensar cemaati!" diye bağırdı. O taraftakiler de: "Buyur ey Allah`ın Resulü! Müjde, biz seninleyiz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam beyaz bir katırın üstünde idi. Katırdan indi ve: "Ben Allah`ın kulu ve elçisiyim!" dedi. (Müslümanlar toparlanıp mukabil hücuma geçince) müşrikler hezimete uğradı. Aleyhissalatu vesselam çok ganimet elde etti. Onu Muhacirler ve Tuleka arasında taksim etti. Ondan Ensar`a hiçbir şey vermedi. Bunun üzerine Ensariler (ra) (serzenişte bulunup): "Sıkıntı olunca biz çoğalıyoruz: Ama ganimeti bizden başkasına veriyor!" dediler. Bu sözleri Aleyhissalatu vesselamın kulağına ulaşmıştı, hemen Ensar`ı topladı. "Ey Ensar cemaati! Herkes dünyalıkla dönerken, siz Muhammed (sav)`la dönmekten, evinizde onunla beraber olmaktan razı ve memnun değil misiniz?" dedi. Ensar: "Elbette ey Allah`ın Resulü, razıyız, memnunuz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "İnsanlar bir vadiye yürüseler, Ensar da bir geçide yürüse, ben Ensar`ın geçidinde giderim" buyurdular.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Buhari, Megazi 56, Humus 19, Menakıb 14, Menakıbu`l-Ensar 1, Feraiz 34; Müslim, Zekat 135, (1059); Tirmizi, Menakıb, (3897)
HADİS:Bir adam Bera İbnu Azib (ra)`e geldi ve: "Ey Ebu İmare! Huneyn gününde hepiniz geri mi kaçtınız?" diye sordu. Bera: "Ben, Resulullah (sav)`ın kaçmadığına şehadet ederim! Ancak, askerlerden yükü hafif olan (aceleciler) ile zırh taşımayanlar Hevazin`in bir kanadına yürüdüler. Halbuki buradakiler okçu kimselerdi. Onları çekirge sürüsü gibi hep birden ok yağmuruna tuttular. Bunun üzerine dağılmak zorunda kaldılar. Böylece düşman, Resulullah (sav)`a yöneldi, Resulullah (sav)`ın katırını Ebu Sufyan İbnu`l-Haris İbni Abdilmuttalib (ra) yediyordu. Aleyhissalatu vesselam katırından indi, dua etti, (Allah`tan) yardım taleb etti. Şöyle diyordu: "Ben Peygamberim yalan değil! Ben Abdulmuttalibin Oğluyum! Allahım yardımını indir." Sonra askerleri düzene koydu. Bera devamla der ki: "Vallahi, biz savaş kızıştı mı Resulullah (sav)`a sığınırdık.Bizim cesurumuz Resulullah (sav)`a, aynı hizada durabilendi."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Ebu İshak eş-Şeybani
KAYNAK:Buhari, Megazi 54, Cihad 52, 61, 97, 167; Müslim, Cihad 79, (1776); Tirmizi, Cihad 15, (1688)
HADİS:Resulullah (sav) bir seferde iken yanına bir düşman gözcüsü uğradı. Ashabla konuşmaya oturdu. Sonra birden sıvıştı: Resulullah (sav): "Onu yakalayın ve öldürün!" emir buyurdu. Ben (yakalayıp) öldürdüm. Resulullah (sav) seleb`ini bana verdi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Seleme İbnu`l`Ekva`
KAYNAK:Buhari, Cihad 173; Müslim, Cihad 45, (1754); Ebu Davud, Cihad 110, (2654)
HADİS:(Annem) Ümmü Süleym, Huneyn savaşı sırasında bir hançer temin etmişti, yanından ayırmıyordu. Resulullah (sav) [hançeri görünce] sordu: "Ey Ümmü Süleym, şu da ne?" "Bunu, müşriklerden biri bana yaklaşacak olursa karnına saplamak için temin ettim!" dedi. Resulullah (sav) bu söz üzerine gülmeye başladı. Ümmü Süleym: "Ey Allah`ın Resulü, sizinle olup da şu Tuleka`dan hezimete uğrayan bizim dışımızdakileri öldür!" dedi. Resulullah (sav): "Ey Ümmü Süleym, şurası muhakkak ki Allah bize kafi geldi ve iyi yaptı" buyurdu.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Huneyn
RAVİ: Hz. Hz.Enes
KAYNAK:Müslim, Cihad 134, (1809); Ebu Davud, Cihad 147, (2718)

HADİS:Resulullah (sav) Huneyn Gazvesi`nden fariğ olunca, Ebu Amir (ra)`i bir askeri birliğin başında Evtas`a gönderdi. Ebu Amir, orada Dureyd İbnu`s-Sımme ile karşılaştı. Dureyd öldürüldü, Allah da adamlarını hezimete uğrattı. (O sırada) ben Ebu Amir ile beraberdim. Dizine bir ok atıldı. Yanına gelip: "Bu oku sana kim attı?" diye sordum. Bana bir şahsı işaret ederek (ok atanı) gösterdi. Ona yönelip yanına vardım. Beni görünce kaçtı. Ben de peşine düştüm. "Utanmıyor musun, durmuyor musun" diye peşinden bağırmaya başladım. Birden durdu. Karşılıklı olarak bir-iki kılıç salladık. Derken ben onu öldürdüm. Sonra gelip Ebu Amir`e: "Allah seninkinin canını aldı!" dedim. "Hele şu oku bir çek!" dedi. Ben oku çektim. (Okun yerinden) su çıktı. "Ey kardeşimin oğlu," dedi, "Resulullah (sav)`a benden selam söyle, benim için Allah`tan mağfiret deyiversin." Ebu Amir, birliğin komutanlığını bana devretti. Bir müddet durup sonra vefat etti. Dönünce, durumdan Resulullah (sav)`a bilgi verdim. Bir miktar su getirtti, abdest alıp ellerini kaldırdı. Koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Sonra şöyle dua etti: "Allahım, Ubeyd Ebu Amir`e mağfiret buyur, Allahım, Kıyamet günü onu, onun derecesini kullarının -veya insanların- birçoğunun derecesinden üstün tut." "(Ey Allah`ın Resulü) benim için de istiğfar ediver!" dedim. "Allahım, Abdullah İbnu Kays`ın günahını mağfiret et! Onu, kıyamet günü iyi bir yere koy!" dedi. Ebu Bürde der ki: "O iki duadan biri Ebu Amir içindi, diğeri de Ebu Musa içindir."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Evtas
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 55, Cihad 69, Da`avat 49; Müslim, Fedailü`s-Sahabe 165, (2498)
HADİS:Resulullah (sav) Huneyn Gazvesi`nden fariğ olunca, Ebu Amir (ra)`i bir askeri birliğin başında Evtas`a gönderdi. Ebu Amir, orada Dureyd İbnu`s-Sımme ile karşılaştı. Dureyd öldürüldü, Allah da adamlarını hezimete uğrattı. (O sırada) ben Ebu Amir ile beraberdim. Dizine bir ok atıldı. Yanına gelip: "Bu oku sana kim attı?" diye sordum. Bana bir şahsı işaret ederek (ok atanı) gösterdi. Ona yönelip yanına vardım. Beni görünce kaçtı. Ben de peşine düştüm. "Utanmıyor musun, durmuyor musun" diye peşinden bağırmaya başladım. Birden durdu. Karşılıklı olarak bir-iki kılıç salladık. Derken ben onu öldürdüm. Sonra gelip Ebu Amir`e: "Allah seninkinin canını aldı!" dedim. "Hele şu oku bir çek!" dedi. Ben oku çektim. (Okun yerinden) su çıktı. "Ey kardeşimin oğlu," dedi, "Resulullah (sav)`a benden selam söyle, benim için Allah`tan mağfiret deyiversin." Ebu Amir, birliğin komutanlığını bana devretti. Bir müddet durup sonra vefat etti. Dönünce, durumdan Resulullah (sav)`a bilgi verdim. Bir miktar su getirtti, abdest alıp ellerini kaldırdı. Koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Sonra şöyle dua etti: "Allahım, Ubeyd Ebu Amir`e mağfiret buyur, Allahım, Kıyamet günü onu, onun derecesini kullarının -veya insanların- birçoğunun derecesinden üstün tut." "(Ey Allah`ın Resulü) benim için de istiğfar ediver!" dedim. "Allahım, Abdullah İbnu Kays`ın günahını mağfiret et! Onu, kıyamet günü iyi bir yere koy!" dedi. Ebu Bürde der ki: "O iki duadan biri Ebu Amir içindi, diğeri de Ebu Musa içindir."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Evtas
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 55, Cihad 69, Da`avat 49; Müslim, Fedailü`s-Sahabe 165, (2498)

HADİS:Resulullah (sav) beni ve Muaz (ra)`ı Yemen`e gönderdi ve şu tenbihte bulundu: "İnsanları dine (tatlılıkla) davet edin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Uyumlu olun geçimsiz olmayın." Biz Yemen`e vardık. Her ikimizin ayrı birer çadırı vardı, çadırlarımızı müstakilen kullanıyorduk. Birbirimize ziyaretlerimiz olur, (birleşirdik. Bir seferinde) Mu`az, Ebu Musa (ra)`ya geldi. Ebu Musa, çadırının önünde oturuyordu. Yanında [zincire vurulmuş], öldürmek istediği bir yahudi duruyordu. "Ey Ebu Musa, nedir bu manzara (ne oluyor?)" dedim. "Bu bir yahudidir, müslüman olmuştu, tekrar yahudiliğe döndü" dedi. "Sen onu öldürmeyince oturmayacağım!" dedim. Kalkıp öldürdü. Sonra oturup konuşmaya başladılar. Muaz (ra): "Ey Ebu Musa, Kur`an`ı nasıl okuyorsun?"diye sordu. "Yatağımın üzerinde, namazımda, bineğimde zaman zaman (fırsat buldukça) parça parça okuyorum!" dedi. Sonra Ebu Musa, Muaz`a: "Ya sen nasıl okuyorsun?" diye sordu. "Bunu sana bildireceğim: Ben uyurum, sonra kalkar Kur`an`dan okurum. Böylece uyanıkken ümid ettiğim sevabı uykumda da kazanacağımı ümid ederim" diye cevap verdi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muhtelif Seriyyeler
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 60, İcare 8, İstitabe 2, Ahkam 7, 12; Müslim, Cihad 7, (1733), Eşribe 71; Ebu Davud, Hudud 1, (4354, 4355, 4356, 4357); Nesai, Taharet 4, (1,10)
HADİS:Resulullah (sav), Hz. Ali (ra)`yi humusu (ganimetin beşte birini) almak üzere Halid`e gönderdi. Halid (ra), humsu ona verdi. Ali, ondan (kendine) bir cariye seçti. Ali, geceleyin gusül yapmış olarak sabaha erdi. Ali`ye kızmıştım. Halid (ra)`e: "Şunu görmüyor musun?" diye söylendim. Sonra da Resulullah (sav)`a gelince durumu anlattım. "Ey Büyerde!" buyurdular, "sen Ali`ye kızıyor musun?" "Evet!" dedim. "Kızma!" buyurdular, "zira onun humustaki hissesi aldığından fazladır." [Ondan sonra Ali en çok sevdiğim insan oldu.]
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muhtelif Seriyyeler
RAVİ: Hz. Hz.Büyerde
KAYNAK:Buhari, Megazi, 61
HADİS:Resulullah (sav), bana: "Beni, Zü`l-Halasa`dan kurtarmaz mısın?" buyurdu. Bu, Has`amda bir bina idi. el-Kabetu`l-Yemaniyye denmekte idi. Ahmes kabilesinden yüzelli atlı ile oraya vardım. Ahmesliler at besleyen insanlardı. Ben ise at üzerinde duramıyordum. [Durumu Resulullah`a söyledim.] Aleyhissalatu vesselam göğsüme vurdu; öyle ki, parmaklarının izni göğsümün üzerinde gördüm. Sonra: "Allah`ım, Cerir`i (atının üstünde) sabit kıl, onu hidayete ermiş ve hidayet edici kıl!" buyurdu. Ben gittim, onu kırdım ve yaktım.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muhtelif Seriyyeler
RAVİ: Hz. Hz.Cerir İbnu Abdillah el-Beceli
KAYNAK:Buhari, Megazi 62, Cihad 154, 162, Menakibu`l-Ensar 21, Edeb 68, Da`avad, 19; Müslim, Fedailu`s-Sahabe 137; Ebu Davud, Cihad 172, (2772)
HADİS:Ashabım, Resulullah (sav)`a usre (darlık) ordusu, yani Tebük Gazvesi sırasında yüklerini koyacakları deve hakkında sormam için beni gönderdiler. Yanına vardığımda meğer öfkeliymiş de ben hissedememişim. "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "arkadaşlarım size, beni gönderdiler, kendilerine yük devesi vermenizi istiyorlar." "Vallahi ben onlara hiçbir yük devesi veremem!" buyurdular. Ayrıldım, ama üzgündüm, hem yük devesi verilmeyişine, hem de bana kızmış olabileceği korkusuyla üzgündüm. Arkadaşlarımın yanına varıp Aleyhissalatu vesselam`ın söylediğini kendilerine haber verdim. Sonra Resulullah bana birini [Bilal`i] göndererek beni çağırdı ve: "Şu çifti, şu çifti, şu çifti al! Bunları arkadaşlarına götür. Ve dedi ki: "Allah -veya Resulullah- sizi bunlarla taşıyacak, bunlara binin" dedi. Ben onları arkadaşlarıma götürdüm ve: "Resulullah sizleri bunlarla taşıyacak. Lakin, vallahi sizden biri, sizin için ilk istediğim zaman, Resulullah`ın söylediğini ve vermem dediğini duyan birine gitmedikçe yakanızı bırakmam" dedim. Arkadaşlarım: "Vallahi sen yanımızda (müttehem değilsin), doğru söylediğine inanıyoruz. Ama sen yine de dilediğini yap!" dediler. Ebu Musa, onlardan bir grupla gitti. Resulullah (sav)`ın önce söylemiş olduğu sözü işitenlere vardılar. Bunlar Ebu Musa`nın kendilerine söylediği şeyleri aynen söylediler.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Tebük
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 78, 74, Humus 15, Zebaih 26, Eyman 1, 4, 18, Kefaret 9, 10, Tevhid 56; Müslim, Eyman 8, (1649)
HADİS:Resulullah (sav) beni ve Muaz (ra)`ı Yemen`e gönderdi ve şu tenbihte bulundu: "İnsanları dine (tatlılıkla) davet edin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Uyumlu olun geçimsiz olmayın." Biz Yemen`e vardık. Her ikimizin ayrı birer çadırı vardı, çadırlarımızı müstakilen kullanıyorduk. Birbirimize ziyaretlerimiz olur, (birleşirdik. Bir seferinde) Mu`az, Ebu Musa (ra)`ya geldi. Ebu Musa, çadırının önünde oturuyordu. Yanında [zincire vurulmuş], öldürmek istediği bir yahudi duruyordu. "Ey Ebu Musa, nedir bu manzara (ne oluyor?)" dedim. "Bu bir yahudidir, müslüman olmuştu, tekrar yahudiliğe döndü" dedi. "Sen onu öldürmeyince oturmayacağım!" dedim. Kalkıp öldürdü. Sonra oturup konuşmaya başladılar. Muaz (ra): "Ey Ebu Musa, Kur`an`ı nasıl okuyorsun?"diye sordu. "Yatağımın üzerinde, namazımda, bineğimde zaman zaman (fırsat buldukça) parça parça okuyorum!" dedi. Sonra Ebu Musa, Muaz`a: "Ya sen nasıl okuyorsun?" diye sordu. "Bunu sana bildireceğim: Ben uyurum, sonra kalkar Kur`an`dan okurum. Böylece uyanıkken ümid ettiğim sevabı uykumda da kazanacağımı ümid ederim" diye cevap verdi.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muhtelif Seriyyeler
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 60, İcare 8, İstitabe 2, Ahkam 7, 12; Müslim, Cihad 7, (1733), Eşribe 71; Ebu Davud, Hudud 1, (4354, 4355, 4356, 4357); Nesai, Taharet 4, (1,10)
HADİS:Resulullah (sav), Hz. Ali (ra)`yi humusu (ganimetin beşte birini) almak üzere Halid`e gönderdi. Halid (ra), humsu ona verdi. Ali, ondan (kendine) bir cariye seçti. Ali, geceleyin gusül yapmış olarak sabaha erdi. Ali`ye kızmıştım. Halid (ra)`e: "Şunu görmüyor musun?" diye söylendim. Sonra da Resulullah (sav)`a gelince durumu anlattım. "Ey Büyerde!" buyurdular, "sen Ali`ye kızıyor musun?" "Evet!" dedim. "Kızma!" buyurdular, "zira onun humustaki hissesi aldığından fazladır." [Ondan sonra Ali en çok sevdiğim insan oldu.]
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muhtelif Seriyyeler
RAVİ: Hz. Hz.Büyerde
KAYNAK:Buhari, Megazi, 61
HADİS:Resulullah (sav), bana: "Beni, Zü`l-Halasa`dan kurtarmaz mısın?" buyurdu. Bu, Has`amda bir bina idi. el-Kabetu`l-Yemaniyye denmekte idi. Ahmes kabilesinden yüzelli atlı ile oraya vardım. Ahmesliler at besleyen insanlardı. Ben ise at üzerinde duramıyordum. [Durumu Resulullah`a söyledim.] Aleyhissalatu vesselam göğsüme vurdu; öyle ki, parmaklarının izni göğsümün üzerinde gördüm. Sonra: "Allah`ım, Cerir`i (atının üstünde) sabit kıl, onu hidayete ermiş ve hidayet edici kıl!" buyurdu. Ben gittim, onu kırdım ve yaktım.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Muhtelif Seriyyeler
RAVİ: Hz. Hz.Cerir İbnu Abdillah el-Beceli
KAYNAK:Buhari, Megazi 62, Cihad 154, 162, Menakibu`l-Ensar 21, Edeb 68, Da`avad, 19; Müslim, Fedailu`s-Sahabe 137; Ebu Davud, Cihad 172, (2772)

HADİS:Resulullah (sav) Amr İbnu`l-As (ra)`ı Zatu`s-Selasil ordusunun başında göndermişti. Amr İbnu`l`As der ki: "(Ya Resululah) sana en sevgili insan kimdir?" dedim. "Aişe`dir!" buyurdular. Ben tekrar sordum: "Erkeklerden kim?" "Onun babasıdır!" buyurdular. Ben bir kere daha sorayım dedim: "Sonra kim?" "Ömer" buyurdular ve bazı erkek (adları) saydılar. Beni en sona atacak korkusuyla sükut edip başka sormadım."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Zatü`s-Selasil
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Osman en-Nehdi
KAYNAK:Buhari, Megazi 63, Fedailu`l-Ashab 5; Müslim, Fedailu`l-Ashab 8, (2384)
HADİS:Resulullah (sav) Amr İbnu`l-As (ra)`ı Zatu`s-Selasil ordusunun başında göndermişti. Amr İbnu`l`As der ki: "(Ya Resululah) sana en sevgili insan kimdir?" dedim. "Aişe`dir!" buyurdular. Ben tekrar sordum: "Erkeklerden kim?" "Onun babasıdır!" buyurdular. Ben bir kere daha sorayım dedim: "Sonra kim?" "Ömer" buyurdular ve bazı erkek (adları) saydılar. Beni en sona atacak korkusuyla sükut edip başka sormadım."
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Zatü`s-Selasil
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Osman en-Nehdi
KAYNAK:Buhari, Megazi 63, Fedailu`l-Ashab 5; Müslim, Fedailu`l-Ashab 8, (2384)

HADİS:Ashabım, Resulullah (sav)`a usre (darlık) ordusu, yani Tebük Gazvesi sırasında yüklerini koyacakları deve hakkında sormam için beni gönderdiler. Yanına vardığımda meğer öfkeliymiş de ben hissedememişim. "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "arkadaşlarım size, beni gönderdiler, kendilerine yük devesi vermenizi istiyorlar." "Vallahi ben onlara hiçbir yük devesi veremem!" buyurdular. Ayrıldım, ama üzgündüm, hem yük devesi verilmeyişine, hem de bana kızmış olabileceği korkusuyla üzgündüm. Arkadaşlarımın yanına varıp Aleyhissalatu vesselam`ın söylediğini kendilerine haber verdim. Sonra Resulullah bana birini [Bilal`i] göndererek beni çağırdı ve: "Şu çifti, şu çifti, şu çifti al! Bunları arkadaşlarına götür. Ve dedi ki: "Allah -veya Resulullah- sizi bunlarla taşıyacak, bunlara binin" dedi. Ben onları arkadaşlarıma götürdüm ve: "Resulullah sizleri bunlarla taşıyacak. Lakin, vallahi sizden biri, sizin için ilk istediğim zaman, Resulullah`ın söylediğini ve vermem dediğini duyan birine gitmedikçe yakanızı bırakmam" dedim. Arkadaşlarım: "Vallahi sen yanımızda (müttehem değilsin), doğru söylediğine inanıyoruz. Ama sen yine de dilediğini yap!" dediler. Ebu Musa, onlardan bir grupla gitti. Resulullah (sav)`ın önce söylemiş olduğu sözü işitenlere vardılar. Bunlar Ebu Musa`nın kendilerine söylediği şeyleri aynen söylediler.
FASIL:GAZVELER BÖLÜMÜ
KONU:Gazveler - Tebük
RAVİ: Hz. Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Megazi 78, 74, Humus 15, Zebaih 26, Eyman 1, 4, 18, Kefaret 9, 10, Tevhid 56; Müslim, Eyman 8, (1649)