Kütüb-i Sitte | RÜYA TABİRİ


HADİS: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Zaman yaklaşınca, mü`minin rüyası, neredeyse yalan söylemeyecek. Esasen mü`minin rüyası, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür." Buhari`nin rivayetinde şu ziyade var: "Peygamberlikten cüz olan şey yalan olamaz."
FASIL: RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU: Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz. Ebu Hüreyre
KAYNAK: Buhari, Ta`bir 26; Müslim, Rüya 8, (2263); Tirmizi, Rüya 1, (2271); Ebu Davud, Edeb 96, (5019)
HADİS: Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Rüya Allah`tan dır. Hulm (sıkıntılı rüya) şeytandandır. Öyle ise, sizden biri, hoşuna gitmeyen kötü bir rüya (hulm) görecek olursa sol tarafına tükürsün ve ondan Allah`a istiaze etsin (sığınsın). (Böyle yaparsa şeytan) kendisine asla zarar edemiyecektir."
FASIL: RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU: Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz. Ebu Katede
KAYNAK: Buhari, Tıbb 39, Bed`ü`l-Halk 11, Ta`bir3, 4, 10, 14, 46; Müslim, Rüya 5, (2262); Muvatta, 1, (2, 957); Tirmizi, Rüya 4, (2288); Ebu Davud, Edeb 96, (5021)
HADİS: Resulullah (sav) şöyle buyurur: "Beni rüyada gören, gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim suretime giremez."
FASIL: RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU: Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz. Enes
KAYNAK: Buhari, Tabir 2, 10; Müslim, Rüya 10, (2266); Muvatta, Rüya 1, (2, 956)
HADİS: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mü`minin rüyası, nübüvvetin kırk cüzünden bir cüzdür. Bu rüya, anlatılmadığı müddetçe bir kuşun ayağında (takılı vaziyette) durur. Anlatılacak olursa hemen düşer."
FASIL: RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU: Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz. Ebu Rezin el-Ukeyli Lakit İbnu Amir İbni Sabire
KAYNAK: Tirmizi, Rü`ya 6, (2279, 2280); Ebu Davud, Edeb 96, (5020)
HADİS: Mü`minin rüyası, nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür.
FASIL: RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU: Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz. Ebu Said
KAYNAK: Buhari, Ta`bir 4; Muvatta, 1, (2,956)
HADİS:Tirmizi`de Ebu Said`den şu rivayet kaydedilmiştir: "En sadık rüya seher vakitlerinde görülen rüyadır."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz.Ebu Said
KAYNAK:Tirmizi, Rü`ya 3, (2275)
HADİS:Resulullah (sav) şöyle demişti: "Benden sonra, peygamberlikten sadece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!" Yanındakiler sordu: "Mübeşşirat da nedir?" "Salih rüyadır!" diye cevap verdi." Muvatta`nın rivayetinde şu ziyade var: "Salih rüyayı salih kişi görür veya ona gösterilir."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz.Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Tabir 5; Muvatta, Rüya 3, (2, 957); Ebu Davud, Edeb 96, (5017)
HADİS:Tirmizi`de Ebu Said`den şu rivayet kaydedilmiştir: "En sadık rüya seher vakitlerinde görülen rüyadır."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz.Ebu Said
KAYNAK:Tirmizi, Rü`ya 3, (2275)
HADİS:Resulullah (sav) şöyle demişti: "Benden sonra, peygamberlikten sadece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!" Yanındakiler sordu: "Mübeşşirat da nedir?" "Salih rüyadır!" diye cevap verdi." Muvatta`nın rivayetinde şu ziyade var: "Salih rüyayı salih kişi görür veya ona gösterilir."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Rüya Ve Rüya Adabına Dair
RAVİ: Hz.Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Tabir 5; Muvatta, Rüya 3, (2, 957); Ebu Davud, Edeb 96, (5017)

HADİS:Resulullah (sav) sık sık: "Sizden bir rüya gören yok mu?" diye sorardı. Görenler de, O`na Allah`ın dilediği kadar anlatırlardı. Bir sabah bize yine sordu: "Sizden bir rüya gören yok mu?" Kendisine: "Bizden kimse bir şey görmedi!" dediler. Bunun üzerine: "Ama ben gördüm" dedi ve anlattı: "Bu gece bana iki kişi geldi. Beni alıp haydi yürü! dediler. Yürüdüm. Yatan bir adamın yanma geldik. Yanında biri, elinde bir kaya olduğu halde başucunda duruyordu. Bazan bu kayayı başına indirip onunla başını yarıyordu, taş da sağa sola yuvarlanıp gidiyordu. Adam taşı takip ediyor ve tekrar alıyordu. Ama, başı eskisi gibi iyileşinceye kadar vurmuyordu, iyileştikten sonra tekrar indiriyor, önceki yaptıklarını aynen yeniliyordu. Beni getirenlere: "Sübhanallah! nedir bu? dedim. Dinlemeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Yürüdük, sırtüstü uzanmış birinin yanına geldik. Bunun da yanında, elinde demir kancalar bulunan biri duruyordu. Adamın bir yüzüne gelip, çengeli takıp yüzünün yarısını ensesine kadar soyuyordu. Burnu, gözü enseye kadar soyuluyordu. Sonra öbür tarafına geçip, aynı şekilde diğer yüzünün derisini de ensesine kadar soyuyordu. Bu da, yüz derileri iyileşip eskisi gibi sıhhate kavuşuncaya kadar bekliyor, sonra tekrar önce yaptıklarını yapmaya başlıyordu. Ben burada da: "Sübhanallah, nedir bu?" dedim. Cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Fırın gibi bir yere geldik, içinden birtakım gürültüler, sesler geliyordu. Gördük ki, içinde bir kısım çıplak kadınlar ve erkekler var. Aşağı taraflarından bir alev yükselip onları yalıyordu. Bu alev onlara ulaşınca çığlık koparıyorlardı. Ben yine dayanamayıp: "Bunlar kimdir?" diye sordum. Bana cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Kan gibi kırmızı bir nehir kenarına geldik. Nehirde yüzen bir adam vardı. Nehir kenarında da yanında bir çok taş bulunan bir adam duruyordu. Adam bir müddet yüzüp kıyıya doğru yanaşınca yanında taşlar bulunan kıyıdaki adam geliyor, öbürü ağzını açıyor bu da ona bir taş atıp kovalıyordu. Adam bir müddet yüzdükten sonra geri dönüp adama doğru yine yaklaşıyordu. Her dönüşünde ağzını açıyor, kıyıdaki de ona bir taş atıyordu. Ben yine dayanamayıp: "Bu nedir?" diye sordum. Cevap vermeyip yine: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Çok çirkin görünüşlü bir adamın yanına geldik. Böylesi çirkin kimseyi gormemişsindir. Bunun yanında bir ateş vardı. Adam ateşi tutuşturup etrafında dönüyordu. Ben yine: "Bu nedir?" diye sordum. Cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük, iri iri ağaçları olan bir bahçeye geldik. İçerisinde her çeşit bahar çiçekleri vardı. Bu bahçenin içinde çok uzun boylu bir adam vardı. Semaya yükselen başını neredeyse göremiyordum. Etrafında çok sayıda çocuklar vardı. Ben yine: "Bunlar kimdir?" dedim. Cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Ulu bir ağacın yanına geldik. Ne bundan daha büyük, ne de daha güzel bir ağaç hiç görmedim. Arkadaşlarım: "Ağaca çık!" dediler. Beraberce çıkmaya başladık. Altun ve gümüş tuğlalarla yapılmış bir şehre doğru yükselmeye başladık. Derken şehrin kapısına geldik, Kapıyı çalıp açmalarını istedik. Açtılar ve beraberce girdik. Bizi bir kısım insanlar karşıladı. Bunlar yaratılışça bir yarısı çok güzel, diğer yarısı da çok çirkin kimselerdir. Sanki böylesine güzellik, böylesine çirkinlik görmemişsindir. Arkadaşlarım onlara: "Gidin şu nehire banın!" dediler. Meğerse orada açıkta bir nehir varmış. Suyu sanki safi süttü, bembeyaz.,. Gidip içine banıp çıktılar. Çirkinlikleri tamamen gitmiş olarak geri geldiler. İki tarafları da en güzel şekli almıştı. Beni dolaştıran arkadaşlarım açıkladılar: "Bu gördüğün Adn cennetidir. Şu da metin makamındır. Gözümü çevirip baktım. Bu bir saraydı, tıpkı beyaz bir bulut gibi. "Beni gezdirin, içine bir gireyim!" dedim. "Şimdilik hayır! Amma mutlaka gireceksin," dediler. Ben: "Geceden beri acaip şeyler gördüm, neydi bunlar?" diye sordum. "Sana anlatacağız," dediler ve anlattılar: "Taşla başı yarılan, o ilk gördüğün adam, Kur`an`ı atıp reddeden, farz namazlarda uyuyup kılmayan kimsedir. Ensesine kadar yüzünün derileri, burnu, gözü soyulan adam, evinden çıkıp yalanlar uydurup, etrafa yalan saçan kimsedir. Fırın gibi bir binanın içinde gördüğün kadınlı erkekli çıplak kimseler, zina yapan erkek ve kadınlardır. Kan nehrinde yüzüp ağzına taş atılan adam faiz yiyen adamdır. Ateşin yanında durup onu yakan ve etrafında dönen pis manzaralı adam, cehennemin, ateşin bekçisidir. Bahçede gördüğün uzun boylu adam İbrahim (a.s)`di. Onun etrafındaki çocuklar ise, fıtrat üzere (buluğa ermeden) ölen çocuklardır." Cemaatten biri hemen atılarak: "Ey Allah`ın Resulü! Müşrik çocukları da mı?" diye sordu. Resulullah (sav) "Evet," dedi, "müşrik çocukları da." ve anlatmaya devam etti: "Yarısı güzel yarısı çirkin yaratılışlı olan adamlara gelince, bunlar iyi amellerle kötü amelleri birbirine karıştırıp her ikisini de yapan kimselerdir. Allah onları affetmiştir."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Semure İbnu Cündüb
KAYNAK:Buhari, Ta`bir 48, Ezan (Sıfatu`s-Salfit) 166, Teheccüt 12, Cenaiz 93, Büyu 2, Cihad 4, Bed`ül-Halk 6, Enbiya 8, Tefsir, Beraet 15, Edeb 69; Müslim, 23, (2275); Tirmizi, Rü`ya 10, (2295)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biz öne geçen sonuncularız. Ben uyurken bana arzın hazineleri getirildi. Elime altından iki bilezik kondu. Bunlar benim nazarımda büyüdüler ve beni kederlendirdiler. Bana: "Bunlara üfle" diye vahyedildi. Ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, çıkacak olan ve aralarında bulunduğum iki yalancı olarak te`vü ettim: Birisi San`a`nın lideri , diğeri de Yemame`nin lideridir."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Tahrir 40, 70; Müslim, Rüya,22, (2274); Tirmizi, 10, (2293)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Rüyamda kendimi Mekke`den, hurma ağaçları bulunan bir beldeye hicret ediyorum gördüm. Ben bunu, hicretimin Yemame`ye veya Hacer`e olacağı şeklinde tahmin etmiştim, meğer Yesrib şehrine imiş. Bu rüyamda kendimi bir kılıncı sallıyor gördüm, kılıncın başı kopmuştu. Bu, Uhud Savaşında mü`minlerin maruz kaldıkları musibete delalet ediyormuş. Sonra kılıncımı tekrar salladım. Bu sefer, eskisinden daha iyi bir hal aldı. Bu da, Cenab-ı Hakk`ın fetih ve Müslümanların biraraya gelmeleri nevinden lütfettiği nimetlerine delalet etti. O aynı rüyamda sığırlar ve Allah`ın (verdiği başka) hayrını gördüm. Sığırlar Uhud gününde mü`minlerden bir cemaate çıktı, (gördüğüm başka) hayır da Allah`ın Bedir`den sonra (nasib ettiği fetihlerin) hayrı ve bize Rabbimizin lütfettiği (Bedru`l-Mev`id) sıdkının sevabı olarak çıktı."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Ta`bir 39, 44, Menakıb 25, Meğazi 9, 26, Menakıbu`l-Ensar 45; Müslim, Rü`ya 20, (2272)
HADİS:Bir adam Resulullah (sav)`a gelerek şu rüyayı anlattı: "Bu gece rüyamda buluta benzer bir şey gördüm, ondan yağ ve bal yağıyordu, insanlar da ellerini açıp bu yağmurdan almaya çalışıyorlardı. Azıcık alan da vardı, çokça alabilen de. Derken arzdan semaya kadar uzanan bir ip gördüm. Siz o ipe yapışıp çıktınız. Sizden sonra birisi ona tutunup o da çıktı. Sonra bir diğeri yükseldi, sonra bir diğeri daha ipe tutundu, ama ip koptu. Ancak onun için ipi eklediler, o da yükseldi." Hz. Ebu Bekir (ra) atılarak: "Ey Allah`ın Resulü, annem babam sana kurban olsun, müsaade buyursanız ben yorayım!" dedi. Resulullah da: "Pekala, yor!" dedi. Hz. Ebu Bekir şunları söyledi: "O bulutumsu gölgelik, İslam bulutudur. Ondan yağan bal ve yağ Kur`andır. Kur`an`ın (bal gibi) halaveti ve (yağ gibi) yumuşaklığıdır. İnsanların bundan avuç avuç almaları Kur`an`dan kiminin çok, kiminin az miktarda istifadeleridir. Arzdan semaya inen ip ise, senin getirdiğin hakikattir. Sen buna yapışmışsın, Allah o sebeple seni yüceltecektir. Senden sonra bir adam daha ona yapışacak ve onunla yücelecek, ondan sonra biri daha ona yapışıp o da yücelecek. Ondan sonra biri daha yapışır, fakat ip kopar, ancak onun için ip ulanır o da yapışıp yükselir. Ey Allah`ın Rasülü, annem babam sana feda olsun, doğru te`vil edip etmediğimi haber ver!" Resulullah (sav) şu cevabı verdi: "Bazı te`vilinde isabet ettin, bazı te`vilinde de hata ettin" "Öyleyse, Allah`a kasem olsun, hatalarımı söyleyeceksin!" "Hayır," dedi, Resulullah (sav) "yemin verme!"
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.İbnu Abbas
KAYNAK:Buhari, Ta`bir 11, 47; Müslim, Rü`ya 17, (2269); Tirmizi, Rü`ya 10, (2294); Ebu Davud, Sünnet 9, (4632); İbnu Mace, Rü`ya 10, (3918)
HADİS:Rüyamda hücreme üç ayın düştüğünü gördüm. Rüyamı babam Ebu Bekir (ra)`e anlattım. Sükut etti, cevap vermedi. Resulullah (sav) vefat edip de odama defnedilince Ebu Bekir: "İşte (rüyanda gördüğün) üç aydan biri ve en hayırlısı!" dedi.
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Aişe
KAYNAK:Muvatta, Cenaiz 10, (1, 232)
HADİS:Hz. Peygamber (sav)`e Varaka İbnu Nevfel hakkında soruldu. Hz. Hatice (ra): "O seni tasdik etti ve sen peygamberliğini izhar etmeden önce vefat etti" dedi. Resulullah (sav) şu cevabı verdi: "O bana rüyada gösterildi. Üzerinde beyaz bir elbise vardı. Şayet cehennemlik olsaydı, beyaz renkli olmayan bir elbise içerisinde olması gerekirdi."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Aişe
KAYNAK:Tirmizi, Rü`ya 10, (2289)
HADİS:Bir bedevi Hz. Peygamber (sav)`e gelip: "Rüyamda başımın kesildiğini, kendimin de onun peşine düştüğünü gördüm" dedi. Resulullah (sav) adamı azarlayıp: "Sakın ha! Şeytanın, rüyanda seninle eğlenmesini kimseye anlatma!" dedi.
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Müslim, Rü`ya 12, (2268)
HADİS:Muhacirler geldiği zaman (kur`a çekildi), bize Osman İbnu Maz`un`un ağırlanması çıktı. (Onu evimize yerleştirdik.) Hemen hastalandı. Tedavisi ile meşgul olduk. (Şifa bulamadı), vefat etti. Osman (ra)`ı rüyamda gördüm, akan bir çeşmesi vardı. Düşümü Hz. Peygamber (sav)`e anlattım. Bana: "Bu onun amelidir, onun için akıyor" dedi.
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Ümmü`l-Ala el`Ensariyye
KAYNAK:Buhari, Tabir 13, 37, Cenaiz 3, Şahadat 30, Menakıbu`l-Ensar 46
HADİS:Bir adam Resulullah (sav)`a gelerek şu rüyayı anlattı: "Bu gece rüyamda buluta benzer bir şey gördüm, ondan yağ ve bal yağıyordu, insanlar da ellerini açıp bu yağmurdan almaya çalışıyorlardı. Azıcık alan da vardı, çokça alabilen de. Derken arzdan semaya kadar uzanan bir ip gördüm. Siz o ipe yapışıp çıktınız. Sizden sonra birisi ona tutunup o da çıktı. Sonra bir diğeri yükseldi, sonra bir diğeri daha ipe tutundu, ama ip koptu. Ancak onun için ipi eklediler, o da yükseldi." Hz. Ebu Bekir (ra) atılarak: "Ey Allah`ın Resulü, annem babam sana kurban olsun, müsaade buyursanız ben yorayım!" dedi. Resulullah da: "Pekala, yor!" dedi. Hz. Ebu Bekir şunları söyledi: "O bulutumsu gölgelik, İslam bulutudur. Ondan yağan bal ve yağ Kur`andır. Kur`an`ın (bal gibi) halaveti ve (yağ gibi) yumuşaklığıdır. İnsanların bundan avuç avuç almaları Kur`an`dan kiminin çok, kiminin az miktarda istifadeleridir. Arzdan semaya inen ip ise, senin getirdiğin hakikattir. Sen buna yapışmışsın, Allah o sebeple seni yüceltecektir. Senden sonra bir adam daha ona yapışacak ve onunla yücelecek, ondan sonra biri daha ona yapışıp o da yücelecek. Ondan sonra biri daha yapışır, fakat ip kopar, ancak onun için ip ulanır o da yapışıp yükselir. Ey Allah`ın Rasülü, annem babam sana feda olsun, doğru te`vil edip etmediğimi haber ver!" Resulullah (sav) şu cevabı verdi: "Bazı te`vilinde isabet ettin, bazı te`vilinde de hata ettin" "Öyleyse, Allah`a kasem olsun, hatalarımı söyleyeceksin!" "Hayır," dedi, Resulullah (sav) "yemin verme!"
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.İbnu Abbas
KAYNAK:Buhari, Ta`bir 11, 47; Müslim, Rü`ya 17, (2269); Tirmizi, Rü`ya 10, (2294); Ebu Davud, Sünnet 9, (4632); İbnu Mace, Rü`ya 10, (3918)
HADİS:Rüyamda hücreme üç ayın düştüğünü gördüm. Rüyamı babam Ebu Bekir (ra)`e anlattım. Sükut etti, cevap vermedi. Resulullah (sav) vefat edip de odama defnedilince Ebu Bekir: "İşte (rüyanda gördüğün) üç aydan biri ve en hayırlısı!" dedi.
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Aişe
KAYNAK:Muvatta, Cenaiz 10, (1, 232)
HADİS:Hz. Peygamber (sav)`e Varaka İbnu Nevfel hakkında soruldu. Hz. Hatice (ra): "O seni tasdik etti ve sen peygamberliğini izhar etmeden önce vefat etti" dedi. Resulullah (sav) şu cevabı verdi: "O bana rüyada gösterildi. Üzerinde beyaz bir elbise vardı. Şayet cehennemlik olsaydı, beyaz renkli olmayan bir elbise içerisinde olması gerekirdi."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Aişe
KAYNAK:Tirmizi, Rü`ya 10, (2289)
HADİS:Bir bedevi Hz. Peygamber (sav)`e gelip: "Rüyamda başımın kesildiğini, kendimin de onun peşine düştüğünü gördüm" dedi. Resulullah (sav) adamı azarlayıp: "Sakın ha! Şeytanın, rüyanda seninle eğlenmesini kimseye anlatma!" dedi.
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Müslim, Rü`ya 12, (2268)
HADİS:Resulullah (sav) sık sık: "Sizden bir rüya gören yok mu?" diye sorardı. Görenler de, O`na Allah`ın dilediği kadar anlatırlardı. Bir sabah bize yine sordu: "Sizden bir rüya gören yok mu?" Kendisine: "Bizden kimse bir şey görmedi!" dediler. Bunun üzerine: "Ama ben gördüm" dedi ve anlattı: "Bu gece bana iki kişi geldi. Beni alıp haydi yürü! dediler. Yürüdüm. Yatan bir adamın yanma geldik. Yanında biri, elinde bir kaya olduğu halde başucunda duruyordu. Bazan bu kayayı başına indirip onunla başını yarıyordu, taş da sağa sola yuvarlanıp gidiyordu. Adam taşı takip ediyor ve tekrar alıyordu. Ama, başı eskisi gibi iyileşinceye kadar vurmuyordu, iyileştikten sonra tekrar indiriyor, önceki yaptıklarını aynen yeniliyordu. Beni getirenlere: "Sübhanallah! nedir bu? dedim. Dinlemeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Yürüdük, sırtüstü uzanmış birinin yanına geldik. Bunun da yanında, elinde demir kancalar bulunan biri duruyordu. Adamın bir yüzüne gelip, çengeli takıp yüzünün yarısını ensesine kadar soyuyordu. Burnu, gözü enseye kadar soyuluyordu. Sonra öbür tarafına geçip, aynı şekilde diğer yüzünün derisini de ensesine kadar soyuyordu. Bu da, yüz derileri iyileşip eskisi gibi sıhhate kavuşuncaya kadar bekliyor, sonra tekrar önce yaptıklarını yapmaya başlıyordu. Ben burada da: "Sübhanallah, nedir bu?" dedim. Cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Fırın gibi bir yere geldik, içinden birtakım gürültüler, sesler geliyordu. Gördük ki, içinde bir kısım çıplak kadınlar ve erkekler var. Aşağı taraflarından bir alev yükselip onları yalıyordu. Bu alev onlara ulaşınca çığlık koparıyorlardı. Ben yine dayanamayıp: "Bunlar kimdir?" diye sordum. Bana cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Kan gibi kırmızı bir nehir kenarına geldik. Nehirde yüzen bir adam vardı. Nehir kenarında da yanında bir çok taş bulunan bir adam duruyordu. Adam bir müddet yüzüp kıyıya doğru yanaşınca yanında taşlar bulunan kıyıdaki adam geliyor, öbürü ağzını açıyor bu da ona bir taş atıp kovalıyordu. Adam bir müddet yüzdükten sonra geri dönüp adama doğru yine yaklaşıyordu. Her dönüşünde ağzını açıyor, kıyıdaki de ona bir taş atıyordu. Ben yine dayanamayıp: "Bu nedir?" diye sordum. Cevap vermeyip yine: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Çok çirkin görünüşlü bir adamın yanına geldik. Böylesi çirkin kimseyi gormemişsindir. Bunun yanında bir ateş vardı. Adam ateşi tutuşturup etrafında dönüyordu. Ben yine: "Bu nedir?" diye sordum. Cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük, iri iri ağaçları olan bir bahçeye geldik. İçerisinde her çeşit bahar çiçekleri vardı. Bu bahçenin içinde çok uzun boylu bir adam vardı. Semaya yükselen başını neredeyse göremiyordum. Etrafında çok sayıda çocuklar vardı. Ben yine: "Bunlar kimdir?" dedim. Cevap vermeyip: "Yürü! Yürü!" dediler. Beraberce yürüdük. Ulu bir ağacın yanına geldik. Ne bundan daha büyük, ne de daha güzel bir ağaç hiç görmedim. Arkadaşlarım: "Ağaca çık!" dediler. Beraberce çıkmaya başladık. Altun ve gümüş tuğlalarla yapılmış bir şehre doğru yükselmeye başladık. Derken şehrin kapısına geldik, Kapıyı çalıp açmalarını istedik. Açtılar ve beraberce girdik. Bizi bir kısım insanlar karşıladı. Bunlar yaratılışça bir yarısı çok güzel, diğer yarısı da çok çirkin kimselerdir. Sanki böylesine güzellik, böylesine çirkinlik görmemişsindir. Arkadaşlarım onlara: "Gidin şu nehire banın!" dediler. Meğerse orada açıkta bir nehir varmış. Suyu sanki safi süttü, bembeyaz.,. Gidip içine banıp çıktılar. Çirkinlikleri tamamen gitmiş olarak geri geldiler. İki tarafları da en güzel şekli almıştı. Beni dolaştıran arkadaşlarım açıkladılar: "Bu gördüğün Adn cennetidir. Şu da metin makamındır. Gözümü çevirip baktım. Bu bir saraydı, tıpkı beyaz bir bulut gibi. "Beni gezdirin, içine bir gireyim!" dedim. "Şimdilik hayır! Amma mutlaka gireceksin," dediler. Ben: "Geceden beri acaip şeyler gördüm, neydi bunlar?" diye sordum. "Sana anlatacağız," dediler ve anlattılar: "Taşla başı yarılan, o ilk gördüğün adam, Kur`an`ı atıp reddeden, farz namazlarda uyuyup kılmayan kimsedir. Ensesine kadar yüzünün derileri, burnu, gözü soyulan adam, evinden çıkıp yalanlar uydurup, etrafa yalan saçan kimsedir. Fırın gibi bir binanın içinde gördüğün kadınlı erkekli çıplak kimseler, zina yapan erkek ve kadınlardır. Kan nehrinde yüzüp ağzına taş atılan adam faiz yiyen adamdır. Ateşin yanında durup onu yakan ve etrafında dönen pis manzaralı adam, cehennemin, ateşin bekçisidir. Bahçede gördüğün uzun boylu adam İbrahim (a.s)`di. Onun etrafındaki çocuklar ise, fıtrat üzere (buluğa ermeden) ölen çocuklardır." Cemaatten biri hemen atılarak: "Ey Allah`ın Resulü! Müşrik çocukları da mı?" diye sordu. Resulullah (sav) "Evet," dedi, "müşrik çocukları da." ve anlatmaya devam etti: "Yarısı güzel yarısı çirkin yaratılışlı olan adamlara gelince, bunlar iyi amellerle kötü amelleri birbirine karıştırıp her ikisini de yapan kimselerdir. Allah onları affetmiştir."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Semure İbnu Cündüb
KAYNAK:Buhari, Ta`bir 48, Ezan (Sıfatu`s-Salfit) 166, Teheccüt 12, Cenaiz 93, Büyu 2, Cihad 4, Bed`ül-Halk 6, Enbiya 8, Tefsir, Beraet 15, Edeb 69; Müslim, 23, (2275); Tirmizi, Rü`ya 10, (2295)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biz öne geçen sonuncularız. Ben uyurken bana arzın hazineleri getirildi. Elime altından iki bilezik kondu. Bunlar benim nazarımda büyüdüler ve beni kederlendirdiler. Bana: "Bunlara üfle" diye vahyedildi. Ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, çıkacak olan ve aralarında bulunduğum iki yalancı olarak te`vü ettim: Birisi San`a`nın lideri , diğeri de Yemame`nin lideridir."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Tahrir 40, 70; Müslim, Rüya,22, (2274); Tirmizi, 10, (2293)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Rüyamda kendimi Mekke`den, hurma ağaçları bulunan bir beldeye hicret ediyorum gördüm. Ben bunu, hicretimin Yemame`ye veya Hacer`e olacağı şeklinde tahmin etmiştim, meğer Yesrib şehrine imiş. Bu rüyamda kendimi bir kılıncı sallıyor gördüm, kılıncın başı kopmuştu. Bu, Uhud Savaşında mü`minlerin maruz kaldıkları musibete delalet ediyormuş. Sonra kılıncımı tekrar salladım. Bu sefer, eskisinden daha iyi bir hal aldı. Bu da, Cenab-ı Hakk`ın fetih ve Müslümanların biraraya gelmeleri nevinden lütfettiği nimetlerine delalet etti. O aynı rüyamda sığırlar ve Allah`ın (verdiği başka) hayrını gördüm. Sığırlar Uhud gününde mü`minlerden bir cemaate çıktı, (gördüğüm başka) hayır da Allah`ın Bedir`den sonra (nasib ettiği fetihlerin) hayrı ve bize Rabbimizin lütfettiği (Bedru`l-Mev`id) sıdkının sevabı olarak çıktı."
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Ebu Musa
KAYNAK:Buhari, Ta`bir 39, 44, Menakıb 25, Meğazi 9, 26, Menakıbu`l-Ensar 45; Müslim, Rü`ya 20, (2272)
HADİS:Muhacirler geldiği zaman (kur`a çekildi), bize Osman İbnu Maz`un`un ağırlanması çıktı. (Onu evimize yerleştirdik.) Hemen hastalandı. Tedavisi ile meşgul olduk. (Şifa bulamadı), vefat etti. Osman (ra)`ı rüyamda gördüm, akan bir çeşmesi vardı. Düşümü Hz. Peygamber (sav)`e anlattım. Bana: "Bu onun amelidir, onun için akıyor" dedi.
FASIL:RÜYA TABİRİ BÖLÜMÜ
KONU:Tabir Edilmiş Rüyalar
RAVİ: Hz.Ümmü`l-Ala el`Ensariyye
KAYNAK:Buhari, Tabir 13, 37, Cenaiz 3, Şahadat 30, Menakıbu`l-Ensar 46