FIKIH | KÜPE İÇİN KULAĞI DELMEK

Aradığınız konunun baş harfini aşağıdan seçiniz:

A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z

Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com

KÜPE İÇİN KULAĞI DELMEK 

Kadınlar küpe takmak için kulaklarını deldiriyorlar. Bu, Allah'ın (c.c.) yaratışını (fıtratı) bozmak değil midir?

Gerçekten de fıtrata müdâhale etmemek Islâmda önemli bir ölçüdür. Fıtratı (Allah'ın yaratışını) bozmak, âdetâ O'nun yaratmasını beğenmemek olarak görülmüş, bundan ötürü de meselâ, estetik ameliyat gibi operasyonlar câiz görülmemiştir. Tırnakları kesmek, vücudun bazı bölgelerindeki kılları temizlemek, bıyıkları kısaltmak ve sünnet olmak ise bizzat Allah Rasûlü tarafından fıtrattan sayılmışlardır.( bk. Ebû Dâvûd, tahâret 29; Miislim, tahâret 57) Yani bunları yapmak değil, terketmek fıtrata müdâhaledir. Fitrata müdâhalenin mahzurlu olmasının esası şu mealdeki âyet-i kerimedir: "şeytan demiştir ki, andolsun ki, Allah'ın kullarını şaşırtıp saptıracağım, onları kuruntulara boğacağım ve onlara davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim, Allah'ın yaratışını bozup değiştirmelerini emredeceğim..." (K. Nisâ (4) 119)Bu âyet-i kerimeye göre davarların kulaklarını kesmek, ya da delmek, şeytanın emri ve aldatmasından kaynaklanır. Ama bu, âyette zikredildiği gibi, sadece davarlarla ilgili bir hükümdür. Insanın kulağının delinmesini buna kıyas etmek mümkün değildir. Çünkü bu âyet-i kerime ile yasaklanan kulak delme olayı, müşriklerin şu uygulamasına dayanıyordu: Deve beş batın doğurduktan sonra, altıncıyı erkek doğurursa, artık bu anne devenin kulağını yararlar, binilmesini ve ondan herhangi bir surette yararlanılmasını haram kılarlardı. Hiç bir sudan ya da otlaktan kovulamazdı. Bu, yine Kur'an'ın "Bahîra" (K. Mâide (5) 103)tabir ettiği devedir ve şeytanın işi olarak onlarca dini bir inanç ve ibâdet kabul ediliyordu. İşte kulak kesilmesinin yasaklanması buna binaen gelmiştir ve sadece bununla ilgilidir, denmiştir.( bk. Ibn Kayyim Tuhfe 170-171)

Durum böyle olunca, fıkıh kitaplarımızda; "kadınların ve kız çocuklarının kulaklarını deldirmelerinde bir ‚beis yoktur, denilmektedir. Delil olarak da şunlar ileri sürülmüştür:

Rasulüllah (s.a.s) devrinde bu yapılıyordu ve buna karşı çıkılmadı.( Nemenkânî, el-Fethurrahmânî, N/190 (Zâhiriyye, Hindiyye ve Kübra'dan)) Allah (c.c) küçük büyük ayırımı yapmadan kadınların zînet kullanmalarına müsâade etmiştir. (bk. K. Nûr (24) 31) Kulak da, bidâyet' ten beri zînet yerlerinden biri, olarak görülmüştür.( bk. Hindiyye V/289; Mebsût X/149) Binaenaleyh kulağın delinmesi, süslenme hakkını kullanabilmesi için kadının maslahatına olan birşeydir.( Ibn Kayyim, Tuhfe 170) Rasûlüllah zamanında birbirlerine kocalarını vasfeden kadınlar olayı vardır.Onlardan Ümmü Zer, kendi kocasının anlattığı cümlelerinden birinde de, "kulaklarımı şıngır şıngır takılarla doldurdu." demektedir. Kocalarını onların böyle vasfetmelerini Âişe vâlidemiz Rasûlüllah'a aktarınca o; "Ümmü Zer'e göre Ebû Zer (onun kocası) nasılsa ben de sana göre öyleyim." buyurmuştur. (Buhârî, nikâh 82; Müslim, fedâilü's-sahâbe 92) Bu, kadının kulaklarını küpeyle süslemenin cevabını anlatır. O da elbette kulağın delinmesine muhtaçtır. Kezâ Buhârî ve Müslim'deki bir rivâyete göre Rasûlüllah kadınları sadaka vermeye teşvik edince onlar, kulaklarındaki küpelere kadar vermişlerdir. Bu da o zamanki sahâbe kadınlarının küpeli olduğunu göstermektedir.(Ibn Kayyim, age.170) Binaenaleyh, kadınların küpe takmak için kulaklarını deldirmelerinde bir beis görülmemiştir. Hüküm budur.Oğlan çocuklarında böyle bir maslahat olmadığı için onların kulaklarını deldirmeyi kimse câiz görmemiştir.Ama birisi çıkıp şöyle derse onu da bütün bütün haksız görmemek gerekir: Bütün bu deliller, direkt olarak (ibaresi ile) küpe için kulağın delinebileceğini değil, zinet olarak küpenin kullanılabile ceğini gösterirler. Kulak delinmeden de küpenin kulaga tutturulması mümkündür. Fıtrata müdahale ise açıkça yasaklanmıştır. Fıkıhtaki "Beis yoktur" ifadesinin, "olmasa daha iyi olur" anlamına geldiğini de düşünürsek, deldirmemek daha sâlim bir yoldur.

Konu ile ilgili olarak Ibn Kayyim bir olay nakleder ki, eğer onun sahîh hadîsleri tedkik ve tespit konusundaki titizligi olmasa, insanın kalbi bunu "Israiliyât"tan bir rivâyet olarak görmek istiyor. "Kadının sünnet edilmesinin hikmeti konusunda derler ki, Sâre, Hâceri Ibrahim'e hibe edipte Hâcer ondan hâmile kalınca Sâre bunu kıskandı ve Hâcer'in üç uzvunu kesmeye yemin etti. Ibrahim de onun burnunu ve kulaklarını kesmesinden korktuğu için, yeminini yerine getirmek üzere kulaklarını delmesini ve onu sünnet etmesini emretti. Böylece de bunlar kadınlarda onun sünneti olarak kaldı. Bunu reddetmeye mahal yoktur, çünkü Safâ ve Merve tepeleri arasında koşmak da onun çocuğuna su aramak için koşmasından kalmıştır."(Ibn Kayyim, age.155)