Aradığınız konunun baş harfini aşağıdan seçiniz:
A |
B |
C |
Ç |
D |
E |
F |
G |
|
H |
I |
İ |
K |
L |
M |
N |
O |
|
Ö |
P |
R |
S |
Ş |
T |
U |
Ü | |
V |
Y |
Z |
Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com
KUR'AN-I KERİM'İ ÜCRET MUKABİLİNDE OKUMAK CAİZ MİDİR? PEYGAMBER'İN (S.A.V.) ZAMANINDA ÖLÜ İÇİN KUR'AN-I KERİM OKUNUR MUYDU? Kur'an-ı Kerim'i tilavet etmek büyük ibadetlerden biridir. Cenab-ı Hak muhtelif ayetlerde Kur'an-ı Kerim'i tilavet eden kimseleri medh ve sena ederek büyük mükafatlarla mükafatlandıracağını va'd ediyor. Peygamber (s.a.v.) de Kur'an-ı Kerim'in her harfı için on hasene olduğunu müjdeliyor. Yalnız başkası için Kur'an-ı Kerim'i tilavet etmek hususunda ihtilaf vardır. İmam Şafi'i ile birçok ashab; namaz oruç ve zekat gibi ibadetler başkası için caiz olmadığı gibi tilavet de başkası için caiz olmaz diyorlar.
Hanefi uleması ile Şafi'i ulemasının bir kısmı du'aya kıyas etmek suretiyle başkası için Kur'an-ı Kerim'i okumak caizdir diyorlar. Ancak Şafi'i mezhebine göre kabristanda ve meyyit'in yanında Kur'an-ı Kerim'i okumak rahmetin inmesine vesile olduğu için birisini kalbden hatırlayıp "Kur'an-ı Kerim'in sevabı kadar filan adama ver” diyerek dua etmek de hatırlanan adamın (kimsenin) rahmete mazhar olmasına vesile olur. Ve bu takdirde tilavet ücreti alınabilir. Ama hanefi mezhebinde ise taat ve ibadet karşılığında ücret almak haram olduğundan Kur''n-ı Kerim'' menfaat karşılığı okumak caiz değildir. Ücret alan da, mes'ul , veren de mes'uldür. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Kur'an-ı Kerim-i tilavet ediniz. Fakat karşılığında ücret alıp menfaat sağlamayınız.”
Ancak hanefi mezhebinin son alimleri ezan, imamet, vaaz ve Kur'an-ı Kerim öğretmek mukabilinde ücret almaya cevaz vermişlerdir. Çünkü ücret mukabilinde mu'ayyen kimselere bu vazife yaptırılmazsa vazife aksaldığı olacak ve şeair-i İslamiyyenin ortadan kalkmasına sebep olacaktır.
Peygamber (s.a.v.)'in zamanında ölü için Kur'an-ı Kerim okunduğuna dair sahih bir hadis varid olmamıştır. Ancak Hanefi uleması, du'aya kıyasla, ölmüş olan kimse için okunur diye hüküm etmişlerdir. Hülasa: Hanefi mezhebinde imamet, ezan ve tedris dahil, her ibadet mukabilinde ne ücret alınır, ne de verilir. Übey bin Ka'b diyor ki: Birisine Kur'an-ı Kerim'i öğrettim. O da bana bir yay hediye etti, durumu Peygamber'e (s.a.v.) naklettim. Bu münasebetle Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: "Almışsan, ateşten bir yay almış olursun.” Bunun üzerine yayı geri çevirdim. Peygamber (s.a.v.) bir hadisinde de şöyle buyurmuştur: "Kur'an-ı Kerim'i okuyunuz ve dileklerinizi Allah'a götürünüz. Sizden sonra öyle kimseler gelecek ki Kur'an-ı Kerim'i okuyacak ve halka el açacaklar."
Fakat ulema'yı müte'ahhirin, (Hicretten üçyüz yıl sonra gelen ulema) beytü'l-malın (devlet hazınesinin) yardımı kesilip dine bağlılık gevşedikten sonra, imamet, ezan ve tedris gibi İslam'ın şi'arı sayılan ibadetler mukabilinde ücret verildiği takdirde bunların ihmale uğrayıp ortadan kalkması endişesi ile ücret almaya ve vermeye cevaz vermişlerdir.
Ama İslam'ın şi'arı değil, şahsi ibadet sayılan Kur'an-ı Kerim tilavet etmek gibi bir ibadet mukabılinde asla ücret almak ve vermek caiz değildir. Ma'alesef zamanımızda para ve çıkar için öyle şebekeler kurulmuş ki, ses sanatkarlarına rahmet okutuyorlar, halkı soyup soğana çeviriyorlar.