Aradığınız konunun baş harfini aşağıdan seçiniz:
A |
B |
C |
Ç |
D |
E |
F |
G |
|
H |
I |
İ |
K |
L |
M |
N |
O |
|
Ö |
P |
R |
S |
Ş |
T |
U |
Ü | |
V |
Y |
Z |
Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com
KUR`ANI KERİMİN HATMİ MÜNABESİTİYLE CEMAAT HALİNDE DUA ETMEK HUSUSUNDA BİR ŞEY VAR MIDIR? Kur anı Kerimin Hatmi münasebetiyle cemeat halinde dua etmek müstehaptır. Ahmed Bin Hanbelin rivayetine göre Enes bin Malik Kur anı Kerim-i hatim edince Zevce ve Çocuklarını toplayıp dua ederdi.
Fakat Hanefi 'ulamsından bazılarına göre Kur'an-ı Kerim hatm edildiği zaman cemaat halinde du'a etmek mekruhtur. Çünkü Peygamber (s.a.v.)'den böyle bir şey varid olmamıştır.
KUR'AN KURSU ÖĞRETMENLİĞİNİ YAPAN BİR KADIN, KENDİSİNE ADET GELİRSE NASIL GÖREVİNİ SÜRDÜRECEKTİR?
Şafi'i ile Hanefi mezhebinin kuvvetli görüşüne göre bunun hiç çaresi yoktur. Yalnız Hanefi alimlerinden ve müctehid ilme sail olan zevatlardan Tahavi'ye göre adet halinde bulunan muallime kadının yarımşar ayet okumak suretiyle öğretim yapmasında bir sakınca yoktur. Maliki mezhebine göre de adet halinde olan muallime ile müteallime için zarurete binaen caizdir.
Bunun için ictihadan üçüncü Tabakasını işgal eden bu zatı taklit etmekte bir sakınca olmadığı gibi zarurete binaen Maliki mezhebini de taklit etmekte bir sakınca yoktur. Buna göre adet halinde bulunan muallime ve müteallimenin Kur'an-ı Kerim'i okumaların da beis yoktur.
KUR'AN-I KERİM İLE PEYGAMBER (SAV)'İN HADİSİ VARKEN NEDEN İCTİHADA İHTİYAÇ DUYULDU?
Cenab-ı Allah; büyüklük ve cemalini göstermek ve dünyayı imar etmek için insanı halife olarak yarattı. Hilafet görevini gereği gibi yapabilmesi için, onu arzu ve istekleriyle başbaşa bırakmadı. İnanç, ibadet, alış-veriş ve hayatın her dalında ferd ve toplumun menfaatine yönelik olarak hükmünü beyan edip, indirdiği sahife ve kitaplarıyla yolunu aydınlattı, en son olarak da en mükemmel ve kıyamete kadar hüküm sürecek Kur'an-ı Kerim'i insanlığa ihtaf etti. Ancak dünya hadisleri sonsuz olmakla beraber Kur'an-ı Kerim'in kelimeleri mahduttur. Açıkca her hadisenin hükmünü beyan etmez. Bunun için ortaya çıkan Bir hadisenin hükmünü anlamak için önce Kur'an-ı Kerim'e, sonra Peygamber (sav)'in hadisine baş vurulur. Bunlardan birisine kesin olarak hükmü beyan edilmiş ise mes'ele tamamdır, hiç bir kanaat yürütülmez. Hadisenin hükmü Kur'an ve Sünnet'te açıkca belirtilmemişse ictihada gidilir. Yani, Kur'an ve Sünnet'in ışığı altında hükmünü ortaya çıkarmak için cehd ve gayret gösterilir. İctihad yüce dinimizin en büyük meziyetlerinden biridir. İctihad sebebiyle hayat sahnesinde ortaya çıkan bütün hadislerin hükmü beyan edilebilir. Dinimizin, her asrın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kabiliyete sahip olmasının sebeplerinden biri de budur.
KUR'AN-I KERİM OKUYAN VEYA YEMEK YİYEN KİMSELERE SELAM VERİLİR Mİ?
Selam vermek İslam dininde, imanın şi'arı ve mü'minin diğer bir mü'min için değerli bir du'asıdır. Fakat selamın, zaman ve yeri vardır. Yani her zaman ve her yerde selam verilmez. Zikir, fikir, okumak ve namaz gibi ibadetle meşgul olan kimseye de selam vermek caiz değildir.Yemek yiyen zevata selam verilir.
KUR'AN-I KERİM VE DİNİ KİTAPLARLA ALIŞ-VERİŞ EDİP TİCARET YAPMAK CAİZ MİDİR?
Kur'an-ı Kerim ile dini kitapları bastırıp onlarla alış-veriş yapmak caizdir. Kutsal kitabımızı ve dini eserlerimizi dünyaya ve ticarete alet edilmesin diye onların basılmasını ve ticaretini yasaklamak, okunmalarına ve yayılmalarına sed çekmek anlamına gelir. Bu da İslam'a ve Kur'ana düşmanlık yapan kimsenin işine yarar. Kur'an-ı Kerim'in satışı meselesi İbn Abbas'a soruldu. İbn Abbas (ra) şöyle cevap verdi: Bunda beis yoktur. Çünkü hattatlar el emeğini alıyorlar.
KUR'AN-I KERİM YIPRANARAK KENDİSİNDEN İSTİFADE EDİLMEZ BİR HALE GELİRSE ONU YAKMAK CAİZ MİDİR?
Kur'an-ı Kerim yıpranır, kendisinden istifade edilmez bir hale gelirse onu yakmak caiz değildir. Belki temiz bir torbaya koyup bir mağarada saklamak veya bir çukur kazıp onu defnetmek lazımdır. Muhammed bin Hasan al-Şeybani "Siyer-i Kebir” kitabında onu ateş ile yakmanın caiz olmadığını ifade ediyor.
KUR'AN-I KERİM'DE ADI GEÇEN VE HALK ARASIDA ÇOKÇA SÖZÜ EDILEN HACC EL-EKBER NE DEMEKTİR?
Hacc el-Ekber hakkında çeşitli görüşler vardır. Kesin olarak onu teşhis etmek mümkün değildir. Bir görüşe göre Hacc-ı Ekber, Haccül kıran'dır. Yani ihrama girerken hem hac, hem umre niyetini getirip her iki menasiki birlikte yürütmektir.
Diğer bir görüşe göre Hacc el-Ekber hacc mevsiminde eda edilen menasikdir. Haccı asgar da umredir. Üçüncü görüş ise cuma günü ile arefe gününün birleştikleri yılda eda edilen hacca Hacc-ı Ekber denilir (Şihab).
KUR'AN-I KERİM'İ ÖPMEK, BİR MECLİSE GETİRİLDİĞİ ZAMAN ONUN İÇİN AYAĞA KALKMAK CAİZ MİDİR?
Şüphesiz Kur'an-ı Kerim, İslam'ın mukaddes kitabı olup kendisine tazim edip saygı göstermek gerekir. Yalnız ona karşı yapılan tazim ve saygı onu anlayarak okuyup ahkamını tatbik etmek, ruh ve kalblerde onu işlemektir. Sadece zevahiri kurtarmak kafi gelmez. Peygamber (sav) ile nurani cemaatı, daha fazla buna ehemmiyet vermişlerdir. Kur'an-ı Kerim ile amel etmeyip hududunu aşmak, sonra onu öpüp bir meclise geldiği zaman onun için ayağa kalkmak ve baş üstüne koymak anlamsızdır. Hatta manen onu alaya almaktır. Kur'an-ı Kerim'i en fazla seven ve onu tatbik eden Peygamber (sav) ile ashabı Kur'an-ı Kerim'i öpmedikleri gibi onun için ayağa da kalkmamışlardır. Bununla beraber Kur'an-ı Kerim için ayağa kalkmanın ve onu öpmenin iyi bir şey olduğunu söyleyen fakihler de olmuştur.
KUR'AN-I KERİMİN KÜÇÜK SURELERİ OKUNDUĞU ZAMAN TEKBİR GETİRİLİYOR, BUNUN ASLI VAR MIDIR?
Kur'anı Kerimin küçük sureleri okunduğu zaman tekbir getirmek sünnettir.Übey bin Ka'b (ra) Kur'an-ı Kerim'in küçük surelerin sonunda tekbir getirmesini emretti. Ebu Bekir (ra) Duha suresinden itibaren her surenin sonunda tekbir getirilmesini hoş gördü.