Peygamberimizin Unutkanlığı ve Çirkin Konuşmayı Gidermek ve Bilgi, Anlayış, Hafıza ve Haya Kazandırmak Şeklindeki Bazı Mucizeleri
Buhârî ve Müslim Ebû Hureyre’den şöyle rivayet eder: “Birgün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bizlere konuştu ve: “Her kim elbisesini yere yazarsa, üzerine hadislerimden birçoğunu dökeceğim, sonra elbisenin sahibi bu hadislerime sahib olmuş olacak!” buyurdu. Ben hemen elbisemi yere yazdım. Sonra Peygamberimiz bizlere hadislerinden bazılarim söyledi. Sonra ben elbisemi yerden kaldırıp aldım. Allah’a yemin ederim ki, bundan sonra O’ndan işittiğim şeylerden hiç birini unutmadım.”[1]
Buhârî tek başına Ebû Hureyre’den şöyle nakleder: Ben dedim ki: “Ey Allah’ın rasulü, ben senden pek çok hadisler işitiyorum, sonra bunları unutuyorum.” Peygamberimiz bunun üzerine buyurdu ki: “Haydi ridânı yere yay!” Ben de derhal ridamı yere yaydım. Peygamberimiz de ridamın üzerine eliyle bir şey boşaltır gibi yaptı. Sonra bana: “Ridanı topla” dedi. Ben de topladım. Bu olaydan sonra, bir tek hadisi bile unutmadım.”
Sahihtir kaydıyla Hakim, Beyhekî, Ali’den şöyle rivayet eder: Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni kadı (hakim) olarak Yemen’e göndermek üzere vazifelendirdi. Ben kendisine dedim ki: “Ey Allah’ın rasulü, beni şu genç yaşımda kadı olarak Yemen’e gönderiyorsun. Halbuki ben, onların arasında nasıl kadılık yapacağımı bilmemekteyim.” Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz mübarek eliyle göğsümün üzerine vurdu ve şöyle dua buyurdu:
“Allah’ım, onun kalbine hidayetler ver ve dilini hak üzere sabit eyle!” İşte böylece O’nun duasını alarak Yemen’e gittim ve orada İslâm kadısı olarak vazife yaptım. Toprak altındaki daneleri yarıp çimlendiren Yüce Allah’a yemin ederim ki, hiçbir iki kişi arasında hükmederken şek ve şüphe ettiğim olmamıştır! Rabbim, sevgili elçisinin o duası bereketiyle bana büyük ve üstün bir başarı verdi.”
İbn-i Sa’d Ali’den şöyle nakleder: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) beni Yemen’e gönderdi. Ben kendisine dedim ki: “Ey Allah’ın Rasulü, beni bazı yaşlı ve tecrübeli insanlara gönderiyorsun. Ben onlara karşı vazife yapmakta isabetli davranamamaktan korkuyorum..” Peygamber Efendimiz de bana dedi ki: “Hiç endişen olmasın, gerçekten Allah senin dilini hak üzere sabit kılacak, kalbini de hidayette kılacaktır!”
Taberani’nin Ebû Umame’den rivayeti de şöyledir: “Bir kadın vardı. Kadınların erkeklerle olan ilişkilerinden bahseder, çirkin sözler söylerdi. Bir gün, Peygamberimiz yemek yemekte iken O’nun yanına geldive Peygamberimiz’den yiyecek istedi. Peygamberimiz de ona yiyecek verdi. Fakat kadın bunu almayıp “Ağzimzdaki lokmayı istiyorum” dedi. Peygamberimiz de ağzındaki lokmayı çıkarıp verdi. Kadın bunu yedikten sonra, kendisini kuvvetli bir haya duygusu kapladı ve ölünceye kadar, bir daha kimseye çirkin bir söz sarfetmedi.” [2]