((
اَلْحَمْدُ ِللهِ وَحْدَهُ، وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى مَنْ لاَنَبِيَّ
بَعْدَهُ.))
"Hamd, yalnızca Allah’adır. Salât ve
selâm, kendisinden sonra nebi gelmeyecek olan Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e olsun."[1]
﴿ ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡحَيُّ
ٱلۡقَيُّومُۚ لَا تَأۡخُذُهُۥ سِنَةٞ وَلَا نَوۡمٞۚ لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ
وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ مَن ذَا ٱلَّذِي يَشۡفَعُ عِندَهُۥٓ إِلَّا بِإِذۡنِهِۦۚ
يَعۡلَمُ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُمۡۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيۡءٖ
مِّنۡ عِلۡمِهِۦٓ إِلَّا بِمَا شَآءَۚ وَسِعَ كُرۡسِيُّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ
وَٱلۡأَرۡضَۖ وَلَا ئَُودُهُۥ حِفۡظُهُمَاۚ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡعَظِيمُ ٢٥٥ ﴾ [ سورة البقرة الآية : 255 ]
"Allah, O'ndan başka hak ilah olmayan,
kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarınızı gözetleyendir).Göklerde ve
yerde ne varsa O'nundur.O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir?
Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir. O'nun dilediğinden başka ilminden
hiçbir şeyi kavrayamazlar. Kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır. Göklerin ve
yerin gözetilmesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür."[2]
76- (24/2) Üç kere:
﴿ بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ١ ﴾
﴿ قُلۡ هُوَ ٱللَّهُ أَحَدٌ ١ ٱللَّهُ ٱلصَّمَدُ ٢ لَمۡ
يَلِدۡ وَلَمۡ يُولَدۡ ٣ وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ كُفُوًا أَحَدُۢ ٤ ﴾ [ سورة الإخلاص ]
Bismillahirrahmânirrahîm "De ki: O Allah birdir.
Allah Samed’dir, (her şeyden müstağnidir ve her
şey O'na muhtaçtır).O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O'na denk
değildir."[3]
﴿ بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ١ ﴾
﴿ قُلۡ أَعُوذُ بِرَبِّ
ٱلۡفَلَقِ ١ مِن شَرِّ مَا خَلَقَ ٢ وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ ٣ وَمِن
شَرِّ ٱلنَّفَّٰثَٰتِ فِي ٱلۡعُقَدِ ٤ وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ ٥ ﴾ [ سورة الفلق ]
Bismillahirrahmânirrahîm "De ki:
Yarattıklarının şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere
üfleyen büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçilerin şerrinden, tan
yerini ağartan Rabbe sığınırım."[4]
﴿ بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ١ ﴾
﴿ قُلۡ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ ١ مَلِكِ ٱلنَّاسِ ٢
إِلَٰهِ ٱلنَّاسِ ٣ مِن شَرِّ ٱلۡوَسۡوَاسِ ٱلۡخَنَّاسِ ٤ ٱلَّذِي يُوَسۡوِسُ فِي
صُدُورِ ٱلنَّاسِ ٥ مِنَ ٱلۡجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ ٦ ﴾ [ سورة الناس ]
Bismillahirrahmânirrahîm "De ki: İnsanlar ve
cinlerden olup insanların göğüslerine
vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Rabbi,
insanların hükümdârı ve insanların ilahı olan Allah'a sığınırım."[5]
(( أَصْبَحْنَا
وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ وَالْحَمْدُ
ِللهِ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ
قَدِيرٌ، رَبِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا فيِ هَذَا الْيَوْمِ
وَخَيْرَ مَا بَعْدَهُ، وَأَعُوذُ
بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِي هَذَا الْيَوْمِ
وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكَسَلِ، وَسُوءِ الْكِبَرِ،
رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابٍ فِي النَّارِ، وَعَذابٍ فِي الْقَبْرِ.))
77- (24/3) "Mülk, devamlı Allah’a âit bir halde
sabahladık.[6]
Hamd Allah’adır. Allah’tan başka hak
ilah yoktur. O, tektir ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd da O’nadır.
O, her şeye gücü yetendir. Rabbim! Senden bu günde ve bu günden sonra iyiliklerini isterim;[7]
bu günün şerrinden ve bu günden sonra (meydana
gelecek olan) şerden de sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten ve (aklını
yitirmek ve bunamak gibi) kötü
yaşlılıktan sana sığınırım. Rabbim! Cehennem ve kabir azabından sana
sığınırım."[8]
(( اَللَّهُمَّ بِكَ
أَصْبَحْنَا، وَبِكَ أَمْسَيْنَا، وَبِكَ نَحْيَا، وَبِكَ نَمُوتُ، وَإِلَيْكَ
النُّشُورُ.))
78- (24/4) "Allahım! Senin (nimetin, koruman ve zikrin) ile sabahlarız ve senin (nimetin,
koruman ve zikrin) ile akşamlarız.[9]
Senin yardımınla yaşar ve senin yardımınla ölürüz. Ve (kıyâmet günü) dönüş,
yalnızca sanadır."[10]
(( اَللَّهُمَّ أَنْتَ
رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ
خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ،
وَ أَنَا
عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ
بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ، وَأَبُوءُ
بِذَنْبيِ فَاغْفِرْ ليِ فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ.))
79- (24/5) "Allahım! Sen benim Rabbimsin.
Senden başka hak ilah yoktur.Beni sen yarattın ve ben senin kulunum.Gücüm
yettiğince sana verdiğim söz (ulûhiyetini
ve vahdâniyetini itiraf etme sözü) üzereyim.Yaptıklarımın şerrin-den sana
sığınırım.Üzerimdeki nimetini itiraf ediyorum.İşlediğim günahlarımı kabul
ediyorum.Beni bağışla.Zirâ günahları ancak sen bağışlarsın."[11]
(( اَللَّهُمَّ إِنِّي
أَصْبَحْتُ أُشْهِدُكَ وَأُشْهِدُ حَمَلَةَ عَرْشِكَ، وَمَلاَئِكَتَكَ وَجَمِيعَ
خَلْقِكَ، أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ، وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ.))
80- (24/6) Dört kere: "Allahım! Senin, senden başka hak ilah
olmayan Allah olduğuna ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in de senin
kulun ve elçin olduğuna; Seni, senin arşını taşıyanları[12],
meleklerini ve bütün yarattıklarını şahit tutarak sabahladım[13]."[14]
(( اَللَّهُمَّ مَا
أَصْبَحَ بِي مِنْ نِعْمَةٍ أَوْ بِأَحَدٍ مِنْ خَلْقِكَ فَمِنْكَ وَحْدَكَ
لاَشَرِيكَ لَكَ، فَلَكَ الْحَمْدُ وَلَكَ الشُّكْرُ .))
81- (24/7) "Allahım! Benim veya kullarından birisinin yanında
sabaha[15]
çıkan her nimet, yalnızca sendendir. Senin ortağın yoktur. Hamd, yalnızca
sanadır. Şükür de sanadır."[16]
(( اَللَّهُمَّ
عَافِنِي فيِ بَدَنِي، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ
سَمْعيِ، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ بَصَرِي،
لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ.اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ
وَالْفَقْرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، لاَ إِلَهَ إِلاَ أَنْتَ.))
82- (24/8) Üç kere: "Allahım! Bedenime âfiyet ver. Allahım!
Kulağıma âfiyet ver. Allahım! Gözüme âfiyet ver. Senden başka hak ilah yoktur.
Allahım! Küfürden ve fakirlik-ten sana sığınırım. Kabir azabından sana
sığınırım. Senden başka hak ilah yoktur."[17]
(( حَسْبِيَ اللهُ لاَ
إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ، وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ.))
83- (24/9)
Yedi kere: "Allah bana
yeter. O’ndan başka hak ilah yoktur. Ben, yalnızca O’na tevekkül ettim. O, yüce arşın Rabbidir."[18]
(( اَللَّهُمَّ إِنِّي
أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فيِ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ، اَللَّهُمَّ
إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ
فيِ دِينيِ وَدُنْيَايَ وَأَهْليِ وَمَاليِ، اَللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِي، وَآمِنْ رَوْعَاتِي، اَللَّهُمَّ
احْفَظْنيِ مِن بَيْنِ يَدَيَّ، وَمِنْ خَلْفِي، وَعَنْ يَمِينيِ، وَعَنْ
شِـمَاليِ، وَمِـنْ فَوْقِي، وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ
تَحْتيِ.))
84- (24/10) "Allahım! Dünya ve
âhirette senden af ve âfiyet dilerim. Allahım! Dinim, dünyam, âilem ve malım
hakkında senden af ve âfiyet dilerim. Allahım! Ayıplarımı gizle ve beni
korkularımdan emin kıl.Allahım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve
üstümden (gelecek belâlara karşı)
koru. Altımdan yere batırılarak helak edilmekten senin azametine
sığınırım."[19]
((
اَللَّهُمَّ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَـادَةِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ
وَالأَرْضِ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ
إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْسِي، وَمِنْ شَرِّ
الشَّيْطَانِ وَشِرْكِهِ، وَأَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً أَوْ أَجُرَّهُ
إِلىَ مُسْلِمٍ.))
85- (24/11)
"Gizli ve âşikarı bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı Allahım! Her şeyin
Rabbi ve sahibi! Senden başka hak ilah olmadığına şehâdet ederim. Nefsimin
şerrinden sana sığınırım. Şeytan ve şirkinin
şerrinden, nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir müslümana götürmekten
sana sığınırım."[20]
((
بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَيَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فيِ الأَرْضِ وَلاَ فيِ
السَّمَاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ
الْعَلِيمُ.))
86- (24/12) Üç kere: "İsmiyle yerde ve gökte hiçbir şeyin
zarar veremediği Allah’ın adıyla (sığınırım). O, hakkıyla işiten, her
şeyi hakkıyla bilendir."[21]
(( رَضِيـتُ بِاللهِ
رَبًّا، وَبِالإِسْلاَمِ دِيناً، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
نَبِيّاً.))
87- (24/13) Üç kere: "Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslam’dan, nebi olarak Muhammed -sallallahu aleyhi
ve sellem-’den râzı oldum."[22]
(( يَاحَيُّ يَا
قَيوُّمُ! بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ، أَصْلِحْ ليِ شَأْنِي كُلَّهُ، وَلاَ
تَكِلْنيِ إِِلىَ نَفْسِي طَرْفَةَ
عَيْنٍ.))
88- (24/14) "Ya Hayy, Ya Kayyûm! Senin
rahmetinle yardım dilerim. Bütün işlerimi düzelt ve göz açıp kapayınca kadar
-bile
olsa- beni nefsime bırakma."[23]
((
أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، اَللَّهُمَّ إِنِّي
أَسْأَلُكَ خَيْرَ هَذَاالْيَوْمِ، فَتْحَهُ وَنَصْرَهُ وَنُورَهُ،
وَبَرَكَتَهُ، وَهُدَاهُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِيهِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ.))
89- (24/15) "Mülk, Âlemlerin Rabbi
Allah’a devamlı âit bir halde sabahladık.[24]
Allahım! Senden bu günün[25]
iyiliğini, zaferini, (ilim ve amelde muvaffak olmak
sûretiyle) nûrunu, (kolay helal rızık kazanmak sûretiyle) bere-ketini
ve hidâyetini dilerim.Onda ve sonrasındaki şerden de sana sığınırım."[26]
(( أَصْبَحْنَا عَلَى
فِطْرَةِ الإِسْلاَمِ، وَعَلَى كَلِمَةِ اْلإِخْلاَصِ، وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنـَا
مُحَمَّدٍ H، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ،
حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ.))
90- (24/16) "İslâm fıtratı (hak dîni), ihlas kelimesi (kelime-i şehâdet)
ve Nebîmiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in dini üzere; hanif ve
müslüman olan, müşriklerden olmayan babamız İbrahim’in milleti üzere
sabahladık."[27]
91- (24/17) Yüz kere:
(( سُبْحَانَ اللهِ
وَبِحَمْدِهِ.))
"Allah’a hamd ederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih
ederim."[28]
92- (24/18) On kere söylenir, tembellik gösterilirse, bir
defa[29] söylenir:
(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ
اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى
كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ.))
"Allah’tan başka hak ilah yoktur. O,
birdir ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir."[30]
93- (24/19) Sabahlayınca
yüz kere:
(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ
اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى
كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ.))
"Allah’tan başka hak ilah yoktur. O,
birdir ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir."[31]
94- (24/20) Sabahlayınca
üç kere:
(( سُبْحَانَ اللهِ
وَبِحَمْدِهِ، عَدَدَ خَلْقِهِ، وَرِضَا نَفْسِهِ، وَزِنَةَ عَرْشِهِ وَمِدَادَ
كَلِمَاتِهِ.))
"Yarattıklarının sayısınca, kendisinin
râzı olacağı kadar, arşının ağırlığı ve kelimelerinin çokluğunca hamd ederek
Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim."[32]
95- (24/21) Sabahlayınca:
((
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً وَرِزْقاً طَيِّباً وَعَمَلاً
مُتَقَبَّلاً.))
"Allahım!
Senden, faydalı bir ilim, helal bir rızık ve kabul olunan bir amel
dilerim."[33]
96- (24/22) Günde yüz kere:
(( أَسْتَغْفِرُ اللهَ
وَأَتُوبُ إِلَيْهِ.))
"Allah’tan mağfiret diler ve O’na
tevbe ederim."[34]
97- (24/23) Akşamlayınca üç
kere:
(( أَعُوذُ
بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ
شَرِّ مَا خَلَقَ.))
"Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın
eksiksiz sözlerine (isimlerine ve kitaplarına)
sığınırım."[35]
98- (24/24) On kere:
(( اَللَّهُمَّ صَلِّ
وَسلِّمْ عَلَى نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ.))
[1] Enes b. Mâlik -radıyallahu anh-’den; Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellem-’e isnâden şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Sabah namazından güneş
doğana kadar Allah’ı zikreden bir topululukla oturmam, İsmâil soyundan dört kişiyi
azad etmemden bana daha sevimlidir. İkindi namazından güneş batana kadar
Allah’ı zikreden bir toplulukla oturmam dört kişiyi azad etmemden bana daha
sevimlidir.” Ebu Dâvud, (h.3667). Elbâni, hadisin hasen mertebesinde olduğunu
söyler.Bkz. Sahih-i Ebî Dâvud (2/698).
[2] Bakara Sûresi: 255
[3] İhlas Sûresi
[4] Felak Sûresi
[5] Nas Sûresi
[6] Akşam olunca; “Mülk, devamlı Allah’a âit bir halde akşamladık.” şeklinde söylenir.
[7] Akşam da; “Rabbim! Senden bu gece olan ve bu geceden sonra (meydana gelecek olan dünya ve
âhiret) iyilikleri isterim; bu gecenin
şerrinden ve bu geceden sonra (meydana gelecek olan) şerden de sana sığınırım.” şeklinde
söylenir.
[8] Müslim (4/2088).
[9]Akşam olunca; “Allah’ım! Senin (nimetin, koruman ve zikrin) ile akşamlarız ve senin (nimetin, koruman ve zikrin) ile sabahlarız. Senin yardımınla yaşar ve yine Senin yardımınla ölürüz. Ve (kıyâmet günü) dönüş,
yalnızca sanadır." şeklinde söylenir.
[10] Tirmizi (5/466),Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/142).
[11] “Kim bunu akşamladığında
içtenlikle inanarak söyler de o gece ölürse,cennete girer.Sabahladığında
yaparsa da böyledir.” Buhâri, (7/150).
[12] "O gün
Rabbinin arşını,onların üstünde sekiz (saf melek) taşır."Hâkka:17
[13] Akşam da; “akşamladım” şeklinde
söylenir.
[14] “Kim sabahladığı veya akşamladığı zaman dört
kere bunu söylerse, Allah onu Cehennem'den azad eder.” Ebu Dâvud (4/317),
Buhâri, Edeb’l- Müfred (h.1201); Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.9); İbn-i
es-Sünnî, (h.70). Allâme b. Baz, Nesâi ve Ebu Dâvud’un isnadlarının hasen
olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyâr (s.23).
[15] Akşamleyin; “akşama çıkan..” şeklinde söylenir.
[16] “Kim bunu sabahladığı zaman söylerse, gününün şükrünü eda etmiştir. Kim
de bunu akşamladığı zaman söylerse, gecesinin şükrünü eda etmiştir.” Ebu
Dâvud (4/318), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.7), İbn-i es-Sünnî (h.41),
İbn-i Hibbân, Mevârid (h.2361).Abdulaziz b. Baz, isnadın hasen mertebesinde
olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.24).
[17] Ebu Dâvud (4/324), Ahmed (5/42), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.22),
İbn-i es-Sünnî (h.69), Buhâri Edebu’l-Müfred. Abdulaziz b. Baz, isnadın hasen
mertebesinde olduğunu söyler; Bkz. Tuhfetu’l-Ahyar (s.26).
[18] “Kim bunu sabahladığı ve akşamladığı zaman yedi kere söylerse,onu üzen
dünya ve âhiret işlerine Allah kâfidir” İbn-i es-Sünnî (h.71) merfû, Ebu Dâvud
(4/321) mevkûfen tahric etmiştir.Şuayb ve Abdülkâdir el-Arnavût isnadının sahih olduğunu söylemişlerdir.Bkz.Zâdu’l-Meâd (2/376).
[19] Ebu Dâvud, İbn-i Mâce; Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (2/332).
[20] Tirmizi, Ebu Dâvud; Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/142).
[21] “Sabah ve akşam üç kere söyleyene hiçbir şey zarar veremez.” Ebu
Dâvud (4/323), Tirmizi (5/465), İbn-i Mâce ve Ahmed tahric etmiştir. Abdulaziz
b.Baz, isnadının hasen olduğunu kaydeder; Tuhfetu’l-Ahyar (s.39). Bkz. Sahih-i
İbn-i Mâce (2/332).
[22] “Bunu sabah ve akşam üç kere
söyleyeni razı etmesi, kıyamet günü Allah üzerine hak olur.” Ahmed (4/337),
Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l Leyle (h.4), İbn-i es-Sünnî (h.68), Ebu Dâvud
(4/418), Tirmizi (5/465); Abdulaziz b. Baz, “hadis hasendir” der,
Tuhfetu’l-Ahyar (s.39).
[23] Hakim’in sahih olduğunu
söylemesine, İmam Zehebi muvafakat eder, (1/545). Bkz. Sahihu’t-Terğib
ve’t-Terhib, (1/273).
[24] Akşamleyin: “Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah’a devamlı âit olduğu halde
akşamladık.” şeklinde söylenir.
[25] Akşam: “Allahım! Senden bu gecenin iyiliğini, fethini, zaferini,
nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim. Onda ve sonrasındaki şerden sana
sığınırım.” şeklinde söylenir.
[26] Ebu Dâvud (4/322); Şuayb ve
Abdülkâdir el-Arnavût, isnadının hasen olduğunu söylemişlerdir; Bkz.
Zâdu’l-Meâd (2/273)
[27] Ahmed (3/406-407); İbn es-Sünnî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.34). Bkz.
Sahihu’l-Câmî (4/209).
[28] “Sabahladığı veya akşamladığı zaman yüz kere bunu söyleyen kimse,
başkası da onun kadar veya daha çok söylemedikçe; kıyâmet gününe onun
getirdiğinden daha faziletli bir amel getiremez." Müslim (4/2071).
[29] Ebu Dâvud (4/319),İbn-i Mâce, Ahmed (4/60). Bkz.
Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/270),Sahih-i Ebî Dâvud (3/957), Sahih-i İbn-i
Mâce (2/331), Zâdü’l-Meâd (2/377).
[30] Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.24).Bkz.Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib
(1/272); Abdulaziz B. Baz,Tuhfetu’l-Ahyâr (s.44);fazileti hk. bkz. a.g.e.
(s.146, h.255).
[31] “Bunu günde yüz kere söyleyen,on köle azad etmiş kadar sevap alır. Bununla
ona yüz hasene yazılarak ondan yüz günah silinir. Akşamlayıncaya kadar o gün
şeytandan korunur. Bundan daha çok amel işleyen bir kimseden başka hiç kimse
onun getirdiğinden daha faziletlisini getiremez.”Buhâri (4/95),Müslim (4/2071).
[32] Müslim (4/2090)
[33] İbn-i es-Sünnî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.54), İbn-i Mâce (h.925). Şuayb
ve Abdulkâdir el-Arnavût, isnadının hasen oldunu söylemişlerdir. Bkz.
Zâdü’l-Meâd (2/375).
[34] Bkz. Buharî, Fethu’l-Bâri 11/101 Müslim (4/2075.
[35] “Kim akşamladığı zaman bunu üç kere söylerse, o gecenin humması ona zarar
veremez.” Ahmed (2/290), Nesâi, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle (h.590), İbn-i
es-Sünnî (h.68). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/187), Sahih-i İbn-i Mâce (2/266),
Tuhfetu’l-Ahyar (s.45).
[36] “Kim sabahladığı zaman on kere ve akşamladığı zaman on kere bana salât
getirirse, kıyâmet günü şefaatim ona ulaşır.” Hâdisi Taberâni, biri “Ceyyid”
olmak üzere iki senedle hadisi tahric etmiştir. Bkz. Mecmeu’z-Zevâid (10/120),
Sahihu’t-Terğib ve’t-Terhib (1/273).