(( إِنَّ ِللهِ ماَ
أَخَذَ، وَلَهُ ماَ أَعْطىَ، وَكُلُّ شَيْءٍ عِنْدَهُ بِأَجَلٍ مُسَمًّى،
فَلْتَصْبِرْ وَلْتَحْتَسِبْ.))
162-"Aldığı Allah’ındır, verdiği
Allah’ındır. Her şey O’nun katında belirli bir ecel iledir. Sabret ve
karşılığını Allah’tan bekle."[1]
Şöyle derse de güzel olur:
(( أَعْظَمَ اللهُ
أَجْرَكَ، وَأَحْسَنَ عَزاَءَكَ وَغَفَرَ لِمَيِّتِكَ.))
"Allah ecrini büyük kılsın, sabrını
güzel eylesin ve ölünü bağışlasın."[2]