(( سَمِعَ اللهُ لِمَنْ
حَمِدَهُ.))
38- (3/1) "Allah, kendisine hamd edenin hamdini
işitip kabul etti."[1]
(( رَبَّنَا وَلَكَ
الْحَمْدُ، حَمْداً كَثِيراً طَيِّباً مُبَارَكاً فِيهِ.))
39- (3/2) "Rabbimiz! Riyâdan uzak ve
bereketi kesilmeyen çokça hamd, yalnızca sanadır."[2]
((
مِلْءَ السَّمَاوَاتِ وَمِلْءَ الأَرْضِ وَمَا
بَيْنَهُمَا، وَمِلْءَ مَا شِئْتَ
مِنْ شَيْءٍ بَعْدُ، أَهْلَ الثَّنَاءِ وَالْمَجْدِ، أَحَقُّ مَا قَالَ
الْعَبْدُ. وَكُلُّنَا لَكَ عَبْدٌ. اَللَّهُمَّ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ،
وَلاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلاَ يَنْفَـعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ.))
40- (3/3) "Gökler dolusu, yerle gökler
arasındaki mesafe dolusunca ve bundan sonra dilediğin şeyler dolusunca (hamd yalnızca sanadır) ey övgü ve şeref sahibi! Bir
kulun -ki hepimiz senin kulunuz- söylediği şu söze en lâyık olan sensin: Allahım!
Senin verdiğine engel olacak, senin engel olduğunu da verecek hiç kimse yoktur.
Makam sahibinin sahip olduğu şeyler, senin yanında kendisine hiçbir fayda
vermez."[3]