Peygamberimizinﷺ dua ve zikirleri | İSTİHÂRE DUÂSI

 

(( قَالَ جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللهِ I:كَانَ رَسُولُ اللهِ  يُعَلِّمُنَا اْلاِسْتِخَارَةَ فيِ الأُمُورِكُلِّهَا كَمَا يُعَلِّمُنَا السُّورَةَ مِنَ الْقُرْآنِ، يَقُولُ H: إِذَا هَمَّ أَحَدُكُمْ بِالأَمْرِ فَلْيَرْكَعْ رَكْعَتَيْنِ مِنْ غَيْرِ الْفَرِيضَةِ  ثُمَّ لِيَقُلْ:  اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ، وَأَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ، وَأَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ، فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أَعْلَمُ، وَأَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ، اَللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأَمْرَ  - وَيُسَمِّي حَاجَتَهُ- خَيْرٌ ليِ فيِ دِينِي وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي -أَوْ قَالَ: عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ- فَاقْدُرْهُ ليِ وَيَسِّرْهُ ليِ ثُمَّ بَارِكْ ليِ فِيهِ، وَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأمْرَ شَرٌّ ليِ فيِ دِينيِ وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي -أَوْ قَالَ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ- فَاصْرِفْهُ عَنيِّ، وَاصْرِفْنيِ عَنْهُ، وَاقْدُرْ لِيَ الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ، ثُمَّ أَرْضِنيِ بِهِ.))

74- Câbir b. Abdullah -Allah ondan râzı olsun- şöyle der:

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize, Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi tüm işlerde istihâre etmeyi öğretir ve şöyle buyururdu:

-Sizden biriniz bir işi yapmaya karar verirse, (beş vakit) farz namazın dışında iki rekat (nâfile) namaz kılsın. Sonra şöyle desin:

-Allahım! İlmine başvurarak senden (bu iki şeyden) en hayırlı olanını isterim. Kudretine dayanarak senden (bu iki şeyden) en uygun olanını takdir etmeni isterim.Senden, yüce ihsanını isterim.Sen güç yetirirsin, ben güç yetiremem.Sen bilirsin, ben bilemem.Sen bilinmeyenleri en iyi bilensin. Allahım! Bu işi -(burada ihtiyacını söyler)- benim için; dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda iyi biliyorsan, onu bana takdir et, kolaylaştır ve sonra bereketli kıl. Bu işin benim için; dinimde, yaşantımda ve işimin sonunda şerli olarak biliyorsan, onu benden, beni de ondan uzaklaştır ve benim için nerede olursa hayır olanı takdir et. Sonra, beni ondan (takdir ettiğin hayırdan) razı kıl."[1]

Yaratan Allah Teâlâ’ya istihâre ile danışan, müminler ile de istişâre eden ve işinde araştıran kimse pişman olmaz.

Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

﴿ ... وَشَاوِرۡهُمۡ فِي ٱلۡأَمۡرِۖ فَإِذَا عَزَمۡتَ فَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلۡمُتَوَكِّلِينَ ١٥٩

[ سورة آل عمران الآية :159 ]

"(Ey Nebi!İstişâreye gerek duyulan) iş hakkında onlara danış.(İstişâreden sonra) kararını verdiğin zaman, artık Allah’a tevekkül et. Şüphesiz Allah, (kendisine) tevekkül edenleri sever."[2]



[1] Buhâri (7/162).

[2] Âl-i İmrân Sûresi: 159