(( اَللَّهُمَّ
اهْدِنِي فِيمَنْ هَدَيْتَ، وَعَافِنيِ فِيمَنْ عَافَيْتَ، وَتَوَلَّنيِ فِيمَنْ
تَوَلَّيْتَ، وَبَارِكْ ليِ فِيمَا أَعْطَيْتَ، وَقِنيِ شَرَّ مَا
قَضَيْتَ، فَإِنَّكَ تَقْضِي وَلاَ
يُقْضَى عَلَيْكَ، إِنَّهُ لاَ يَذِلُّ مَنْ
وَالَيْتَ، [وَلاَ يَعِزُّ مَنْ عَـادَيْتَ]، تَبَارَكْتَ رَبَّنَا
وَتَعَالَيْـت.))
116- (3/1)
"Allahım! Hidâyet verdiklerinin arasında beni hidâyet üzere sâbit
kıl.Âfiyet verdiklerinin arasında bana da âfiyet ver. İşlerini üstlendiklerinin
arasında benim de işimi üstlen (ve beni
nefsime bırakma). Verdiğini benim için bereketli kıl ve takdir ettiğin şeylerin şerrinden beni koru. Şüphesiz ki
sen (dilediğin şekilde) hükmedersin
ve senin hükmünü bozacak kimse yoktur. Kimi dost edinirsen zelil olmaz. [Kimi de düşman
edinirsen, o asla aziz olmaz.] Rabbimiz, sen mübârek ve yücesin."[1]
(( اَللَّهُمَّ إِنيِ
أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ، وَ
بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ، لاَ أُحْصِي ثَنَاءً عَلَيْكَ، أَنْتَ كَمَا
أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ.))
117- (3/2) "Allahım!Öfkenden rızana,
cezalandır-mandan bağışlamana sığınırım.Senden, sana sığınırım. Sana olan övgüleri sayamam.Sen kendini övdüğün
gibisin."[2]
(( اَللَّهُمَّ
إِيَّاكَ نَعْبُدُ، وَلَكَ نُصَلِّي وَنَسْجُدُ، وَاِلَيْكَ نَسْعَى وَنَحْفِدُ،
نَرْجُو رَحْمَتَكَ، وَنَخْشَى عَذَابَكَ، إِنَّ عَذَابَكَ بِالْكَافِرِينَ
مُلْحَقٌ. اَللَّهُمَّ إِنَّا نَسْتَعِينُكَ، وَنَسْتَغْفِرُكَ، وَنُثْنيِ
عَلَيْكَ الْخَيْرَ، وَلاَ نَكْفُرُكَ وَنُؤْمِنُ بِكَ، وَنَخْضَعُ لَكَ،
وَنَخْلَعُ مَنْ يَكْفُرُكَ.))
118- (3/3) "Allahım! Ancak sana ibâdet ederiz. Senin
için namaz kılar ve secde ederiz. Yalnızca sana yönelir ve koşarız. Rahmetini
ümit eder ve azabından korkarız.Azabın kâfirlere mutlaka erişir. Allahım!
Senden yardım ve mağfiret dileriz. Seni hayırla överiz. Seni inkâr etmeyiz.
Sana îmân ederiz. Sana boyun eğer ve seni inkâr edeni terk ederiz."[3]
[1] Sünen sahipleri,Ahmed,Dârimi,Beyhaki; Parantez [ ] içindeki lafız
Beyhaki’nin rivâyetidir.Bkz.Sahih-i Tirmizi
(1/144),Sahih-i İbn-i Mâce (1/194),İrvâu’l-Ğalîl (2/172).
[2] Sünen sahipleri, Ahmed. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/180), Sahih-i İbn-i Mâce
(1/194), İrvâu’l-Ğalîl (2/175).
[3] Beyhaki, isnadının sahih olduğunu söyler,Sünenü’l-Kübrâ (2/211). Allâme
Elbâni, “İsnâdı sahih ve Ömer -radıyallahu anh-’a mevkûf bir rivâyettir” der,
İrvâu’l-Ğalîl (2/170).