SİYER-İ NEBİ | HZ. PEYGAMBERİN FAZİLET DOLU YÜKSEK AHLAKI

 Hz. Peygamber, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilmiştir. Onun için, O’nun her öğrettiği fazilettir. insana gerçek değerini öğretti. İslamiyet, insanlar arasına kardeşlik koydu. Sevgi, saygı, fazilet, eşitlik, adalet, iyilik, doğruluk getirdi. insanların birbirleriyle anlaşıp barış içinde yaşamaları, hakkına razı olup kimsenin elindekine göz koymamaları ne güzel şeydir. Hayat ancak o zaman manalaşır ve güzelleşir. işte bunu gerçekleştirmek için Hz. Peygamber insanlığa hayır ve fazilet örneği olmuştur. O ashabiyle konuşur. Tatlı tatlı sohbet eder, hatta şakalaşırdı. Küçükleri okşayıp sever, onları sevindirirdi. Zengin, yoksul, köle demez herkesin hatırını sorar, gönlünü alırdı. Kimsenin kalbini kırmazdı. En kenar mahallelerden bir kimse hastalandı mı, gider ziyaret eder hatırını sorardı. Herkese selam verir, karşılaştığı kimselerin elini sıkardı. Herkese tatlı söz söyler, güler yüz gösterirdi. Hiçbir zaman aşırılığı sevmezdi, tevazu sahibiydi. Bir gün adamın biri ziyaretine geldiğinde, huzurunda titremişti. Ona:

- Arkadaş, korkma, ben hükümdar değilim! Ben, Kureyş’ten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum, demişti.

Sade, fakat temiz giyinirdi. Temizliği severdi. “Temizlik imandandır” buyururdu. Pislikten ve fena kokulardan asla hoşlanmazdı. Camiye temiz gelmelerini ashabına tenbih ederdi. Aile hayatında çok geçimli idi. Evinde boş oturmazdı. Hz. Hatice:

- Ya Ebe’l-Kasım, yorulma, deyince O’na:

·       Bu dünyada dört şeyden hiç hoşlanmam! Onlardan Allah’a sığınırım: Korkaklık, cimrilik, tembellik bir de pislik, derdi.

O’nun hizmetinde bulunan Enes der ki: “On sene yanında hizmetinde bulundum. Bana bir defacık olsun: Öf aman, dediğini işitmedim.” O, daima fazilet örneği olmuştur.

Gönlü insanlık sevgisiyle dolu idi. En çok şefkate muhtaç olan yoksullara öksüzlere, çocuklara çok merhamet gösterirdi. Bir gün bir çocuğu severken onu gören bir bedevi:

·       Siz küçükleri çok seviyorsunuz. Benim on torunum var, bir tanesini bile kucağıma alıp sevmem, deyince Hz. Peygamber ona:

·       Senin kalbinde merhamet yoksa, ben ne yapayım? “Merhamet etmeyen, merhamet yüzü görmez” buyurdu.

O’nun sevgisi hudutsuzdu. Hayvanlara karşı bile merhametli davranmayı öğretmiştir. Kapıda seslenen bir kediyi eliyle içeri almıştı. Hastalanmış bir hayvanın tedavisiyle meşgul olurdu. Susuz kalmış bir köpeğe ayakkabısıyle su çekip veren kimsenin, günahı dahi olsa, onu Cennetle müjdelemişti. Bir kediyi aç bırakan kadının bu yüzden azap göreceğini bildirmişti. Susuz kalmış bir ağacı sulayana sevap yazıldığını haber vermiştir.

O, alemlere rahmettir.

“Rahmetenli’l-alemindir Mustafa.”