a. KÂBE’Yİ ZİYARET:
Bir yıl önce yapılan anlaşma gereğince
Müslümanlar bu yıl Mekke’ye gidecekler, Kâbe’i Muazzamayı ziyaret edeceklerdi.
Zilkade ayı girince, Hz. Peygamber Müslü- manlara Kâbe’yi ziyaret için
hazırlanmalarını söyledi. Bütün Müslümanlar buna sevindiler. Muhacirler, doğup
büyüdükleri yurtlarına gideceklerdi. Anlaşma gereğince Mekke’ye silahlı
girmeyecekler, yalnız yol için lazım olan kılıçları kınlarında sokulu
bulunacaktı. 2.000 Müslüman böylece yola çıktı.
Kureyşliler, Müslümanların geldiklerini duyunca şehri tahliye ettiler,
etraftaki tepelere çadır kurdular. Uzaktan müslümanları seyrediyorlardı. Levha
hazindi: 7 yıl önce Kureyş ulularının öldürmeğe and içtikleri o zat, tek başına
ölüm çemberini yararak aralarından çıkmış, uzak bir diyara gitmişti. Başladığı
kutsal davasında büyük Allah’ın desteğine nail olarak devam etmiş, O’nun hak
davetine uyan koca bir tevhid kitlesinin önüne düşmüş, işte şehre giriyordu!..
b. MÜSLÜMANLARIN YÜKSEK
AHLÂKI:
Mekkeliler, Müslümanlara Medine havası yaramadığından zayıf düştüklerini
söylemişler; bunu yalanlamak için Hz. Peygamber başı dimdik durarak koşa koşa
yürüdü, Müslümanlar da aynı hareketi tekrarladılar. Müşriklere parmak
ısırttılar. Ziyaret ve tavaf işi tamamlanınca kurbanlarını kestiler.
c. HALİD B. VELİD VE AMR’IN MÜSLÜMAN OLMALARI:
Müslümanların Mekke ziyareti, Kureyş,
üzerinde çok iyi tesir bıraktı. Müslümanların temizliğini, ahlâklarının,
güzelliğini, İslam Dini’nin yüceliğini gözleriyle gördüler. Velid oğlu Halid
Müslüman olmağa karar verdi ve bu kararını Kureyş’ten gizlemeğe hiç lüzum
görmeyerek Kureyşlilere:
- Aklı başında olan herkes anladı ki,
Muhammed sahir veya şair değil, O hak Peygamber’dir. O’na vahyo- lunan Allah
kelamıdır, dedi.
Ebu Cehl’in oğlu İkrime, Halid’in bu
sözlerine şöyle mukabele etti:
- Sen de mi atalarının dininden
dönüyorsun? Sabii oluyorsun?
- Ben Sabii olmuyorum, Müslüman
oluyorum.
- Kureyş içinde bu sözü söylememesi
gereken biri varsa o da sensin!
- Neden?
- Neden olacak, Müslümanlar babanın
şerefini yıktılar, amcanı, amcanın oğlunu öldürdüler. Ben, senden böyle şeyler
beklemezdim.
· Bunlar cahiliyet eseri
şeylerdir. Ben gerçeği anladıktan sonra Müslüman oluyorum.
Halid’in bu kararını Ebu Süfyan duyunca
hemen Halid’i buldu ve bu haberin doğru olup olmadığını sordu. Halid; bunu
doğrulayınca Ebu Süfyan kızdı ve:
· Eğer bunun doğruluğuna
inansaydım, Muham- med’den önce seni haklardım dedi.
Halid buna şu cevabı verdi:
· Doğru söylüyorum ve
sana rağmen Müslüman oluyorum.
Halid, bir pervane gibi İslam’a koştu ve
Medine’nin yolunu tuttu. Yolda As oğlu Amr’a rastladı, ona Müslümanlığı kabule
gittiğini söyledi. O da aynı düşüncede olduğunu, İslamiyet’i kabul etmeğe karar
vermiş olduğunu söyledi. İkisi beraber Medine’ye gittiler ve Hz. Peygamber’in
huzuruna girerek Müslümanlığı kabul ettiler.
Halid, Kureyş’in süvari kumandanı idi.
Uhud Harbinde Kureyş’i galip çıkaran o idi. Bu değerli kumandan bundan böyle
İslam’a hizmet edecek Mute Harb’inde askeri maharetini göstererek Müslümanları
düşmana yendirmeyecektir. Hz. Peygamber O’na “Seyfullah” - Allah’ ın
Kılıcı - ünvanını verdi.