Hz.
Peygamber, Mekke'de 13 sene Arapları İslam'a davet etti. Fakat müşriklerin
küfür ve inatları İslamiyet'i kabul etmelerine mani oluyordu. Hz. Peygamber'in
Hak dini yayması için Cenab-ı Hak yeni bir muhit hazırladı. O'da: Medine (eski
adıyla Yesrib)'dir.
Hz. Peygamber Medine'yi tanıyordu. Babasının mezarı
orada idi. Dedesi Abdülmuttalib'in dayıları olan Neccaroğulları akrabası
demekti. Altı yasında bir çocukken annesiyle Medine'ye gittiklerinde orada bir
müddet kalmışlardı.
Medine'de Araplar ve Yahudiler yaşıyordu. Araplar,
Evs, Hazrec kabileleri olmak üzere iki büyük kavme ayrılmıştı. Bunlar
putperest idi. Aralarında kavga eksik olmazdı. Yahudilerle de geçinemezlerdi.
Yahudiler ekonomi bakımdan hakim durumda idiler. Arapları, putperest
olduklarından dolayı aşağı görüyorlar, kendilerinin Allah dininde olduklarını
söylüyorlardı. Madem ki şimdi Araplardan bir Peygamber gelmişti. Öyleyse
Medine Arapları bu Hak Peygamber'e uymayı şeref bilmeliydiler. İşte böylece
Medine İslamiyet’i kabule hazırlanıyordu.
a) MEDİNELİLERDEN İLK MÜSLÜMAN OLANLAR:
Medinelilerden ilk Müslüman olan Samit Oğlu
Süveyd’dir. Bir şair bir zattı. Hac mevsiminde Mekke’ye geldiğinde Kur’an
dinledi ve Müslüman oldu. Kureyş’ten yardım istemek üzere Mekke’ye gelen
Hazreç’lilerden Muaz oğlu lyas’dan Kur’an dinledikten sonra İslamiyet’i kabul
etti. Bu sırada Medine’de Hazreç ile Evs arasında bir kavga başladı ki,
tarihte buna BUAS savaşı denir. Bundan her iki taraf da çok zarar gördü. Onun
için iki taraf da yorgun düştüklerinden kendilerini anlaştıracak ve
birleştirecek bir el gözetliyorlardı. Bu el Mekke’den uzanan İslam eli idi.
Hac mevsiminde Mekke’ye gitmiş olan Hazreçlilerden bir grup Hz. Peygamber ile
buluştular. Onları İslamiyet’e davet etti. Medineliler, Yahudilerden son zaman
Peygamber’inin geleceğini duyarlardı. İşte beklenen Peygamber bu olacak,
dediler ve Müslüman oldular.
Müslüman olanlar şunlardır:
Es’ad b. Zurare, Rafi’ b. Malik, Avf b. Haris, Kutbe
b. Amir, Ukbe b. Amir, Haris b. Abdullah.
Bunlar Medine’ye dönünce halk arasında İslamiyet
duyulmuş oldu.
b)I.
AKABE BİATI
Ertesi yıl Hac zamanı Evs ve Hazrec kabilelerinden
Mekke’ye gidenler oldu. Aralarında önce Müslüman olmuş kimselerden beş kişi
vardı. Reisleri Es'ad b. Zura- re idi. Bunlardan 12 kişilik bir grup Mekke
kenarında Akabe denen yerde Hz. Peygamberle gizlice görüştüler ve O'na biat
ettiler. Buna Birinci Akabe Biati denir. Biat esasları şunlardır: Allah'a şirk
koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, yalan ve
iftiradan sakınmak, Peygamber'e karşı gelmemek. Bu biat, İslam esaslarına
uyacaklarına and içmekti, Me- dineliler, kendilerine dini öğretecek bir mürşid
istediler. Hz. Peygamber de Mus'ab'ı gönderdi. Mus'ab, ilk Müslüman
olanlardandı. Gayet güzel şık temiz giyinirdi; nazik bir zattı, herkese hoş
muamele ederdi. Medine'de evlere giderek Müslümanlığı öğretirdi. Kabile reislerinden
olan Üseyd b. Hudayr bir defa Mus'ab'a rastladığında:
- Maksadınız
nedir? İnsanları atalarının yolundan saptırıyorsunuz, diye söylendi. Mus'ab ona
gayet nazikane:
- Hele
biraz oturun, sözümü dinleyin, maksadımızı anlarsınız, dedi. Ona İslamiyet'i
anlattı, biraz Kur'an okudu. Üseyd, Kur'an-ı Kerim'i dinleyince onun tesiri
altında kaldı ve:
İslamiyet'i kabul etti. Giderken de:
- Size
birini göndereyim, o da Müslüman olursa bu diyarda iman etmedik kimse kalmaz,
dedi ve Sa'd b. Muaz'ı gönderdi. Sa'd hiddetle geldi. Mus'ab ona da gayet
yumuşak davranarak:
- Durun
canım, böyle hiddet edecek ne var, otarsanız da sizinle biraz konuşsak olmaz
mı? Evvela dinleyin, ona göre hüküm verin. Beğenirseniz kabul edersiniz,
beğenmezseniz yine siz bilirsiniz. Kimseyi zorlayan yok, dedi. Mus’ab
İslamiyet’i anlattı ve biraz Kur'an okudu. Sa'd oracıkta Müslümanlığı kabul
etti. Kavminin yanına dönünce:
- Beni
nasıl bilirsiniz? diye sordu.
Onlar da:
- Sen
bizim ulumuzsun, dediler.
- Öyle
ise siz de, ben gibi Allah ve Peygamber’ine iman etmelisiniz. İman etmedikçe
hiçbirinizle görüşmem, dedi. Onlar da Müslümanlığı kabul ettiler. Mus’ab’ın
güzel ve tatlı muamelesi sayesinde Medine’de Müslümanlık çabucak yayıldı.
c)II.
AKABE BİATI
Bi’set’in 13’üncü yılında Medine’den Mekke’ye ziyarete
gidenler çoktu. Aralarında 75 Müslüman vardı. Bunların ikisi kadındı. Hz.
Peygamber bunlarla görüşüp konuştu. Müslümanların elele verip anlaşmaları kararlaştırıldı.
akabe denen yerde toplandılar. Hz. Peygamber, amcası Abbas ile geldi. Abbas
söze başladı:
- Ey
Hazreçliler! Muhammed (S.A.S.) in aramızda mevkii yüksektir. Biz O’nu
düşmanlarından koruduk. Sizinle bir anlaşma yapmak istiyor, O’na vereceğiniz sözü
tutmak, O’na muhalif olanlara karşı durmak hususunda gücünüz kuvvetli ise buna
bir diyecek yok. Fakat O’nu ele verecek, yanınıza geldikten sonra yalnız başına
bırakacaksanız, bunu daha şimdiden söyleyiniz, dedi. Buna Medineliler şu cevabı
verdiler:
- Sözünüzü
dinledik, ya Resulallah! Siz buyurun. Kendiniz namına, Allah namına istediğiniz
andı alın. Biz hazırız, dediler. Bundan sonra and içtiler; Peygam- ber'e biat
ettiler. And içme tamamlanınca, Hz. Muham- med (S.A.S.) aralarından 12 kişi
temsilci seçmelerini söyledi. Onlar da Hazreç'ten 9, Evs'ten 3 olmak üzere 12
kişi temsilci seçtiler. Hepsi de Hz. Peygambere: Darlık ve genişlik zamanında,
her hal'ü kârda itaata, sözün daima doğrusunu söylemeğe ve Allah yolunda herhangi
bir şeyden korkmamağa söz verdiler.
Akabe biati ile Müslümanların önünde yepyeni bir ufuk
açıldı. Medine, İslam'a kucak açmış oldu. Müslü- manlar oraya gidip
yerleşecekler, dinlerini çekinmeden yayacaklardı.