SİYER-İ NEBİ | MUTE SAVAŞI

 

  1. MÜSLÜMANLARIN KUZEYE HAREKETİ:

Mute, Suriye’dedir. Rumlarla yapılan ilk harb burada oldu. Suriye’deki Hıristiyan Araplar, Hz. Peygamber’in gönderdiği adamlara kötü muamele etmişlerdi. İslamiyet’i o tarafa duyurmak lazımdı. Hicret’in 8. yılında Hz. Peygamber 3.000 kişilik bir orduyu, Haris oğlu Zeyd’in kumandasında Suriye’ye gönderdi. Zeyd azadlı bir köle idi. Ashabın ulularının bulunduğu bir ordunun başına onu kumandan geçirmek, İslam’ın getirdiği eşitliğin bir örneğidir. Bu, eşitlik prensibinin uygulanmasıdır. Prensipler mücerret halde kalırsa bir şey kazandırmaz, kuru laftan ibaret kalır. Hz. Peygamber sancağı Zeyd’e teslim ederken şöyle dedi:

- Şayet Zeyd şehit olursa, Cafer Tayyar kumandayı alsın, o da şehit olursa, Abdullah Ibn-i Ravaha yerine geçsin.

Bundan sonra Hz. Peygamber, askerlere şu talimatı verdi:

“Kadınları, çocukları, ihtiyarları ve körleri sakın öldürmeyin, evleri yakıp harab etmeyin; ağaçları kesip tahribatta bulunmayın.”

islam Ordusunun hareketini haber alan Kayser’in Suriye’deki valisi, 100.000 kişilik kuvvetli bir ordu topladı. Bunun basında Kayser’in kardeşi Teodor bulunuyordu.

tslam ordusu, karşısında böyle kuvvetli bir ordu bulunca tereddüt etti. Düşman tam teçhizatlı idi. Fakat geri dönmek olamazdı. Onun için Mute’de savaşa girdiler 100.000 kişinin karşısında 3.000 mücahid ölümü hiçe sayarak döğüşüyordu. Zeyd şehit oldu. Sancağı Cafer Tayyar aldı. İman dolu göğsünü düşmanın oklarına karşı gelerek kahramanca ileri atıldı. Sağ eli kesilince sancağı sol eline aldı. O da kopunca sancağa sarıldı ve onu yere düşürmedi. Bu halde şehit düştü. Hz. Peygamber, onun harbde kesilen kollarına bedel iki kanat verildiğini ve böylece meleklerle uçtuğunu müjdeledi. Bu müş- kil durumda ordunun başına Velid oğlu Halid’i geçirdiler. Bozulmak üzere olan askeri yüksek bir tepeye topladı, onların moralini yükseltti. Öyle kahramanca döğüfl- tü ki, o gün elinde dokuz kılıcın parçalandığını söylerler. Düşman bu bir avuç kahramanın bu derece dayanmasına hayret etti ve gözü yıldı. Düşmanın, Müslümanların sayısı hakkında bir bilgisi yoktu.

  1. HALİD’İN ASKERÎ DEHASI:

Ertesi günü Halid askeri dehasını göstererek şöyle bir tertibat aldı: Arka kuvvetleri öne geçirdi, sağ kanadı, sola, sol kanadı sağa aldı. Düşmanın her fırkası kendi önünde dün gördüğü askerden başka asker görünce Müslümanlara taze imdat geldi sandılar. Çünkü çarpışma onların zaten gözünü yıldırmıştı. Müslümanların sayısı hakkında bir bilginleri olmadığından, biraz geri çekilip durumu gözden geçirmeği düşündüler. Tam bu sırada Halid’in hücum emri vermesi düşmanı büsbütün korkuttu. Düşman geri çekilmeye başladı. Halid bunu fırsat bilerek hemen askerini geri çekti. Böylece galip mağlub belli olmadan bu savaş sona erdi. Düşman, Müslümanları arkadan takibe cesaret edemedi. Halid’in askeri mahareti sayesinde 3.000 kişilik İslam Ordusu, 100.000 kişilik düşmandan kurtulmuş oldu.

  1. CAFER TAYYAR’IN AİLESİNİ TESELLİ:

Hz. Peygamber, Cafer’in ölümüne çok üzüldü. Bu müsibetli günlerinde Cafer ailesine yemek yapıp göndermelerini, kendi ailesine tenbih etti. Kara günlerin de Müslümanların komşularına bakıp gözetmeleri buradan kaldı. Bu harb’de ilk şehit Zeyd idi. Zeyd’in kızını görünce gözyaşlarını tutamadı. Zeyd’in kızı:

  • O ne ya Resulallah, sen de mi ağlıyorsun? deyince:

  • Bu, dostun dost için gözyaşı dökmesidir, dedi.