(D.M.593-V.M.671) Babası Zeyd, Mekke müşriklerinin dinlerini akıl dışı bularak cansız putlara tapınmanın anlamsızlığı karşısında gerçek dine ulaşmak için araştırma yapmaya başlamış ve bunun için Suriye taraflarına giderek yahudi ve hristiyan âlimleriyle görüşmelerde bulunmuştu. Ancak onların verdikleri dini bilgiler Zeyd'i tatmin etmemişti. Zeyd'in bu durumunu gören bir papaz ona, şirkten ve hurâfelerden uzak, Hz. İbrahim (a.s)'in dini olan Hanifliğe tabi olmasını tavsiye etmişti. Zeyd, Hanifliğin ne olduğunu öğrendiği zaman aradığı dini bulduğunu anlamış ve Mekke'ye dönmüştü. O, Kâbe'ye yönelerek ibadet eder, Mekke'de İbrahim'in dini üzere bulunan tek kimse olduğunu Kureyş müşriklerine karşı iftihar ederek söyler ve onların putlar adına kurban kesmelerini ayıplardı. "İçinizde benden başka İbrahim dini üzere olan kimse yoktur. Allah’ım hangi şekilde sana ibadet etmemden hoşlandığını bilseydim, o tarzda sana ibadet ederdim.” derdi. Said (r.a.), Cahiliyye devrinde bile puta tapmayan, Allah’ın varlığı ve birliğine inanan, kız çocuklarının öldürülmesine şiddetle karşı çıkan bir babanın evladı olarak büyümüştür. Said, babası Zeyd'in kendisine telkin ettiği hanif dininin bilincinde olarak yetişmişti. Rasûlüllah (s.a.v), İslâm dinini tebliğe başladığı zaman, onun çağırdığı dinin babasının söylediği prensiplerle aynı olduğunu gördü ve ona tabi olmakta gecikmedi. Rivayetlere göre o, Rasûlüllah (s.a.v)'in az sayıdaki ashabıyla Erkam'ın evinde gizlice toplanmaya başlamasından önce iman etmiştir. Bedir Savaşı hariç Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte tüm savaşlara, Uhud ve Hendek gazveleri, Hudeybiye Antlaşması, Mekke’nin Fethi, Huneyn ve Tebük Seferi ile Veda Haccına katıldı. Hayatının son dönemlerini Medine yakınlarında bulunan Akik vadisindeki evinde ziraatla uğraşarak geçiren Saîd b. Zeyd (r.a) H.51-M.671 yılında yetmiş yaşında vefat etti. Said b. Zeyd (r.a), kalbini dünya hırslarından, dünyanın basit isteklerinden kurtarabilmişlerden idi.